Say

Ömrünün ayazına bir sevda düşer 

Toplasan an etmez, çıkarsan asır 

Gönlünün tetiğine bir çift göz düşer 

Vurulsan can etmez, durulsan kahır 

... 

Hüznünün ahrazına tek bir söz düşer 

Sığınsan dul etmez, kaçınsan yar 

Cürmünün cüssesine bir top bez düşer 

Dövünsen kar etmez, sövünsen dar 

... 

/ Ey ömrümün zillerini çalıp kaçan yar! / 

... 

Umur u efkarına zeylim düşerse 

Kadrimi düşünme, katlimi es geç 

Solgun bir resme meylin düşerse 

Yılları düşünme, ayları pas geç 

... 

O kimdi neciydi diyen, soran olursa 

Zurnaya peşrev, davula bas geç 

Yer yarılır, gök yırtılır duyan olursa 

Adımı unut, sanıma bas geç 

... 

Gün eğrilip kadehe gece dolunca 

Ruh sıyrılıp bedenden, başa kalınca 

Kalp ağrısı göndere bayrak olunca 

Dök zehrini kadehe, kibriti çak geç 

... 

/ Ey ruhunda teklifsiz sofra kurup eylendiğim dostlar! / 

... 

Boy devrilip posum yola çıkanda 

Törene gerek yok, tek bir ney yeter 

Gam evrilip ruhu pusu basanda 

Küfeye gerek yok, tek bir mey yeter 

... 

Çıkmak için can a canan gerekmez 

Ermek için huzura ferman gerekmez 

Kaşıma gözüme unvan gerekmez 

Bir dikili taş başıma, bir de say yeter 

Geceme bir yıldız, bir de ay yeter. 

Aynur Sarıkaya/ 14 ŞUBAT 2011 

*Say: Yassı, ince, sarı, doğal mezar taşı