Saymayı bilmemek

Sözün devamı belli: 

“Ya saymayı bilmiyorsun, ya da sopa yememişsin.”

Bekir Ağırdır, t24’te şöyle bir hesap yapıyor:

“KONDA veri ambarında son 7 yıla dair kapsamlı veri yığınında veri madenciliği yaparak şöyle bir hesaplama yaptım. 2006 Sonu söylenen hane gelirlerinin ortalamasını aldım ve bu ortalamayı 100 kabul ettim. 2012 Sonu söylenen hane gelirleri ortalaması hesaplandığında ise 173. Bu iki ortalama hane geliri hesaplaması gösteriyor ki görüşülen kişilerin kendi beyanlarıyla hane geliri 6 yılda yüzde 70 artmış. Bu hesaplamada enflasyon payı yok elbette. Kabaca enflasyona göre indirgediğimizde son altı yılda hane gelirinde yüzde 35-40 oranında net artış var.”

http://t24.com.tr/yazi/ekonomik-adaletsizlik/6726

Şimdi:

1,7’yi 1,4’e bölünce, 1,21 eder. Yani yazara göre, son 6 yılda toplamda % 21 enflasyon olmuş.

Devletin enflasyon sayılarına bakalım:

2006’dan 2011’e sırayla:

% 9,7 , % 8,4 , % 10,1 ,% 6,5 , % 6,4 , % 10,5 .

http://www.hazine.org.tr/tr/index.php/ekonomi/enflasyon

(Bu arada çarşı pazar enflasyonu, bunların 2-3 katı kadar, onu da belirtmiş olalım.)

Ne eder (üssel / çarpım olarak) toplamda?

% 64.

Aradaki oran 3 katı.

Devlet de böyle yapıyor:

4 işlemle görülebileceği üzere, kendi sayılarında bile, nüfusta 5-6 milyon kişi, gelirde milyarlarca dolar fark olduğunu göremiyorlar, çünkü böyle bir irdeleme kapasiteleri mevcut değil. (Olsa da yapmazlar, ayrı konu.)

Ancak sözü edilen yazar, en azından görünürde devlet yanlısı değil. Metninin amacı da bölgesel eşitsizliği vurgulamak. Ancak, veri tabanını daha başta böyle yorumlayan biri, er veya geç Deniz Gökçe gibi olur: Sapasağlam olduğunu önesürdüğü kurum, birkaç günde batar (o ve İmar Bankası için öyle olmuştu).

Aslına bakılırsa, ümmi halkımız için yalan söylem sorun değil: Yalan rüzgarı dizisinde oynar gibi, yalan bağımlısı oldu çıktı çoktan. Eğitimli halkımız da, benim gibi hataları yutmuyor.

Dolayısıyla kaygımız o değil. Kaygımız kayıt tutulması ve yanlış söylemin değillenmesi. Kanıtlı kaydımız da şu:

AKP, son 10 yılda halkımızı reel olarak zengin filan edemedi. Buradaki sayıların gösterdiği üzere, reel gelirler azalmakta (kira veya ulaşım gibi zorunlu harcamalarda enflasyon / fiyat artışı çok yüksek). Haa, şu olmakta: Eskiden 1 ailede 1 kişi çalışır, 5 kişi yerdi. Şimdi ise çalışabilen herkes çalışıyor veya emekli ki bunun anlamı şu: Son 30 yılda tarımdan sanayi ve hizmet sektörlerine aktarılan işgücünün ekonomik reel karşılığı sıfır. Toplam reelharcama ise hala aynı veya daha düşük düzeyde.

Ki biz buna, ‘emeğin iliğine dek sömürüsü’ demekteyiz.

Ki halkımız bunu hak etti, ayrı konu.

Ki muhalefet bu konuda hiçbirşey yapmıyor, ayrı konu.

Ki deniz bitti çoktan ama kimse aymıyor.

Ki dünya da bizim kadar berbat durumda ama onlar da kan tükürüp, ‘kızılcık şerbeti içtik’ diyor.