- Kategori
- Kent Yaşamı
Şehir, arkandan gelir.
Hayat tuhaf şey...
Yaşarsın bir yerde...
Farkına varmazsın yaşarken.
Şehir, siner üzerine...
Havası...
Suyu...
Kokusu...
Taşı...
Toprağı...
Ruhu...
İşler içine.
Anlamazsın.
Başka yere gittiğinde gelir seninle hepsi.
Ardından değil aslında.
Seninle beraber gelir şehir.
Sokaklarında ararsın kokusunu farkında olmadan.
Havasını...
Suyunu ararsın.
Yeni şehre bedenindir sadece gelen.
Ruhun hala geldiğin yerde kalmıştır sanki.
Eski şehrin taşınmaz senden hala.
Alışamazsın yeniye.
Evleri tuhaf gelir.
İnsanları tuhaf gelir.
Hayat başka türlü geçer buralarda.
Tuhafına gider hep.
Huzursuz olursun.
Gölgen olur geldiğin yer.
Bazen uzar günbatımlarında...
Anılarınla hüzünlenirsin.
Bazen kısalır öğle tatilinde...
Yeni yerini ufaktan keşfetmeye başlarsın.
Ama...
Bilirsin.
Hep seninle yaşar ardında bıraktıkların.
Alışamazsın...
Alışmaya çalışırsın.
Karışmaya çalışırsın.
Ait olmaya çalışırsın.
Yaşamaya çalışırsın.
Sevmeye çalışırsın.
...
Görmeye çalışırsın.
Duvardaki begonvilleri...
Kenardaki yaseminleri...
Bahçedeki gülleri...
Apartmandaki teyzeyi...
Sahildeki kafeyi...
Otobüsteki logoyu...
Pazardaki otları...
Şehirdeki telaşı...
Görmeye çalışırsın.
Görürsün.
Farkedersin.
Seversin.
Gülümsersin sabaha.
Eskilerle yenileri kavga ettirmeden...
Darıltmadan...
Harmanlarsın içinde.
Denizin tuzunu...
Kokusunu eklersin.
Ama...
İçinde biryerlerde çalan müzik...
Poljusckha Polje'dir nedense :)