Şehrin öbür ucu / Bölüm 1

Gözümü açtım. Yatakta sağa döndüm, sol kolumu gözümün önüne getirdim. Saatin ışığını yaktım. Yedi buçuk olduğunu gördüm. Panikle zıpladım yataktan. Tek hamlede çıkmıştım yorgan-battaniye ikilisinin içinden. Pantolonumu geçirdim düğmesini ilikledim, tişörtümün üstüne yün kırmızı kareli bir oduncu gömleği geçirdim. Bir yandan gözlerimle götürmem gereken şeyleri ararken öbür yandan tek ayak üstünde durmuş çoraplarımı giymekle uğraşıyordum. Bu şekilde seke seke mutfağa girdim. Ocağın saati 00:00’da yanıp sönüyordu. Her elektrik gidip geldiğinde ayarlamaktan bıkmıştım, artık öylece bırakıyordum kendi haline.Hava henüz aydınlanmamıştı, ilginç geldi bu bana. Umarım düşündüğüm şey olmamıştır diye geçirdim içimden. Kol saaatime bir daha baktım. Altı kırkyedi yazıyordu. Uyumak için geç, uyanmak için erkendi. Nefret ettiğim durumlardandı. 

Aklıma gelen tüm küfürleri konuşturduktan sonra ikili kadife kanepeme oturdum. Çoraplarıma baktım t-box yazısı ayağımın üstünde duruyordu. Bacak bacak üstüne atıp çoraplarımı düzgünce giydim. Ayağa kalktım banyoya yöneldim. Yüzümü yıkayıp suyu kapattım. Aynada gözlerime baktım. Hatırı sayılır miktarda kılcal damar vardı görüş alanımda. Uyku problemi yaşıyordum. Ne kadar uyumaya da çalışsam uykuya dalalı yarım saat - kırk beş dakika geçmişken uyanıyordum sebepsiz yere. Beynim ve vücudum aralarındaki koordinasyonu kaybetmişti. Ne elimin ayarı kalmıştı, ne de sinirsel gücüm. Ecza dolabının arkalarına saklamış yapay gözyaşını araken bir kaç ilaç devirdim lavabonun içine. Birer damla damlattım gözlerime. Odamdam çantamı alıp çıktım evden.