- Kategori
- Aşk - Evlilik
Sen herşeyden vazgeçince...

Oturmuş, yalnızlığının her duvarına sindiği evinde... Kucağında fotoğraf albümü... Küçük küçük onlarca eşya etrafına dağılmış... Ak saçlarını tepesinde toplamış... Bir tutam saçını gözlerinden akan yaş yanağına yapıştırmış....
İşte budur sonun... Ak saçlar, yalnızlık dolu bir ev ve o evi kalabalıklaştıran anılar...
Bu yüzden atmamalı insan, biriktirmeli her şeyi... Üzerinde "Geç kalacağım" yazan bir kağıt parçasını, mektupları, fotoğrafları, ilkokul karnelerini, 12. yaş gününde armağan edilen Dostoyevski ciltlerini, arkadaşlarının düğün davetiyelerini, bir nikahta ansızın kucağına düşen gelin çiçeğini, en sevdiği bluzunu, annesinden kalan işlemeli örtüleri, babasının çakmağını ve kültablasını, ilk sevgilisinin verdiği çiçeği, diplomalarını, sevdiği insanların gazetelerde çıkan ölüm ilanlarını, en sevdiği yazara imzalattığı kitabını atmamalı.
Yarı kaçık bir kadın gibi yığmalı evinin bir köşesine anılarını... Çöp kutusu hep boş kalmalı... Çünükü Pavese haklı... "Sen her şeyden vazgeçince sana kalan en küçük şeyler bile önem kazanır"
Pavese haklı...