Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '08

 
Kategori
Güncel
 

Sendikalar ve demokratik kazanımlar

Dünyada küreselleşme ve rekabet stratejileri her şeyin önüne geçerek; emeği ucuzlatma yarışına dönüştü uluslar arası alanda. Dolayısı ile rekabet edebilmek için üretim maliyetini düşürmek gerekiyordu ve en kolayı bir işsiz kitlesi oluşturmak böylece çalışanları baskı altına almak gerekiyordu. Öncelikle sendikalar işlevsizleştirildi. Ardından otomasyon endüstrileri üretimi emek yoğun olmaktan çıkardı. Ve demokrasi süreçlerinin önemli bir kitlesel manevra zemini olayın dışına kaydı. Bu nedenle toplumsal dinamiklerde bir dağılma süreci başladı.

Sendikalar demokratik hakların kazanımında tarihsel olarak çok önemli roller üstlenmiştir. Değişen Dünya düzeni denen üretim ve rekabet güçlünün egemen olduğu bir dünya .

‘Demokratik kitle örgütleri’

Ülke gerçekleri için söyleyecek bir şeyi olmak için; toplumun demokratikleşme sürecinin dinamosu konumundaki kitle örgütlerinde belirli süreçlerden geçmek gerekir. Bu platformlar; kişilerin kendi içindeki demokratik anlayışlarının gelişmesini ve olgunlaşmasını sağlar.

Memurların ve eğitimli insanların yakın zamana kadar derneklere bile üye olamadıkları ülkemizde; demokrasinin bu kadar yavaş gelişmesi ve yavaş işlemesi kaçınılmazdır. Yeni çıkan kanunlar sayesinde artık devlet memurları demokratik kitle örgütlerine üye olabilmektedir.

En başta dernekler ve diğer meslek kuruluşları; bireyin çevre ilgisini geliştiren hatta oluşturan, böylece duyarlı vatandaş kimliği sağlayan oluşumlardır.

İki yıldan beri dernek ve benzeri örgütlenmelerin modern bir mevzuat ve işleyiş düzenine kavuşmaları için çaba sarf ediliyor. İl dernekler Müdürlüklerinde hummalı bir çalışma sürdürülüyor kıt imkanlarla. Derneklerin daha işlevsel ve daha modern bir yapıya kavuşması için çalışılıyor.

Bireysel taleplerin bu zeminlerde toplumsallaşarak kamuoyuna yükselmesi, bireylerin ülke gerçekleriyle yüzleşmeleri ve söyleyecek bir şeyler üretmeleri siyasetin kalitesini artıracaktır.

‘Siyasi partilerdeki yapılanma biçimi, kısır çekişme üretiyor’

Siyasi partilerde aktif üye esastır. Partiye üye olan insan o partinin diğerleri kadar sahibidir ve olmalıdır. Partilerin ilkeleri tüzüklerinde ve programlarında açık olarak ortaya konur. Seçimlerde yapılan konuşmalara bakarak partili olmak ve oy kullanmak yanıltıcıdır.

Genelde insanımızın seçimlerde hatırladığı partilere oy vermesi; partilerin kurumsallaşamamasına ve salt belli bir yönetici gurubunun egemenliğinde kalmasına sebep oluyor. Dolayısı ile partiler bir şirket mantığı ile işlemeye başlıyor. Tabandaki üyelerin görüşleri ve düşünceleri partilerin genel gidişatına yansımadan, sadece yönetenlerin şahsi fikirleri o partinin genel ilkeleri olarak tabana yansıtılıyor. Genel başkan ve etrafındaki yöneticiler ne diyorsa partinin görüşü oluyor.

Demokratik kitle örgütlerinde yapılanma, tabandan başlaması gerekir. Üye temelinde başlamayan örgütlenme biçimi; bu örgütlenmeyi sınırlı sayıda önder kişinin şirketi konumuna getirmesi kaçınılmaz olacaktır.

Siyasi partilerde bu yüzden, ‘şunun partisi’ diye anılmaktan kurtulamıyor kurumsallaşamıyorlar. Bazen gündeme gelen ‘partilerin halkın gerisinde kaldığı’ gerçeği ne yazık ki demokrasimizin acı gerçeği olmaya daha uzun yıllar devam edecektir.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..