- Kategori
- Deneme
Sereserpe bir güzel
SERESERPE BİR GÜZEL
Orhan Veli'nin bir şiirinde olduğu gibi uzanıp yatıvermişti sere serpe. Ama entarisi yırtılmamıştı hafiften. Çünkü entari de yoktu üstünde.
İç çamaşırı giyme alışkanlığı da olmadığı için; sırtı üstüne yatan vücudu: Bütün ihtişamıyla gözler önüne, muhteşem ve hoş bir manzara olarak sergileniyordu.
Kolları iki yana açılmış, koltuğu görünüyordu. Göğüs kısmının iki tarafına da; sanki ortasından kesilip ikiye ayrılmış ve yuvarlakları üzerine, küçücük birer dut meyvesi konmuş, iri şeftali parçaları vardı. Elleriyle bu şeftalileri avuçları içine almış; sanki onlara dokunmayın. Onlar benim diyordu.
Şeftalinin tüyleri ipek bir kadife gibi vücudunun her tarafını sarmış, saçlar; bir peri kızının lepiska saçları gibi yüzünün bir kısmını kapatmıştı. Yayla kirazlarını andıran dudaklar; hafif bir tebessümle açılmış, gözler; insanin içine işlercesine sıcak bir sevimlilikle bakmaktaydı. Yanaklar; birer elmayı andırıyor, kollar ve bacaklar bir Venüs heykeli gibi pürüzsüz görünüyordu.
Bu bacaklar arasına; üzerine uzandığı çiçekli çarşafla aynı renk ve desende başka bir çarşaf burularak sıkıştırılmış, keşke o çarşafın yerine ben olsaydım dedirten bir manzara arzediyordu.
Arada görünmeyen gizemli bir yer vardı ama o; hayalleri süslemekten ileri gidemiyordu.
İçinde bir kötülük yoktu biliyordum.
Benimde yoktu.
Ama olmazdı ki.
Böyle de yatılmazdı ki…
29 Temmuz 2005