- Kategori
- Deneme
Sevgili günlük seni çok özledim
Sevgili Günlük,
Lafı dolandırmadan direk gireceğim mevzuya bu kez. Aynı facebook ya da twitter'de olduğu gibi...
"O zaman orada yazsaydın ya kardeşim." itirazlarına karşılık elle tutulur bir nedenim var. Önce dinle lütfen.
Sıkıldım bir kere okumaktan sıkılanlardan, duvarımda beğendiklerim, twitlediklerim, paylaştıklarım ya da bir kaç fotoğrafımdan yola çıkarak beni -anlamaya diyecektim ki aklıma geldi- kategorize etmeye çalışanlardan, değersizleştirenlerden, aşağılayanlardan, büyük-küçük, bilen-bilmeyen gibi bir çok sınırın kalkmasından; ve saire...
Hem özlemiş olamaz mıyım?
Tamam kabul ediyorum yıllar geçti neredeyse. Ama hatamı anladım geldim işte.
Bundan sonra kaldığım yerden başlayacağım yazmaya. Tıpkı eskiden olduğu gibi içimden geldiği gibi, "Biri bir densizlik eder de yazdıklarımla kafa bulur mu?" ya da "Bu yazı kaç beğeni alır acaba." "Kaç kişi paylaşacak?" "TT olacak mı?" türünden endişelerle skora ya da tribünlere yönelik oynamadan.
Tıpkı ıssız adada yazdıklarını şişeye kapatıp okyanusun dalgalarına bırakan bahtsız yolcular gibi. Belki bir gün diğer ıssız adadaki kader arkadaşım açar okur da; benim ondan haberim olmasa bile o benden haberdar olur ve "Oh be!" der. "Oh be, hala düşünenler, düşündüklerini yazanlar var. Ne güzel." der. Bu da bana yeter be günlük.
Satırlarıma son verirken sana söz veriyorum bu blog'un üst kısmında "Facebook yorum yazılabilsin" kısmında "hayır" ı işaretleyeceğim.
Ama kusura bakma diğerleri için söz veremiyorum. E yani sigara bile doktor kontrolünde bırakılıyor değil mi? "Sosyal paylaşım sitesi" ni bırakmak kolay mı sanıyorsun?