Sihirli düşler satıcısı...

Seni sihirli düşler satıcısı seni.... Bana da satsana düşlerinden... sabah uyanınca unutulmayacak türlerinden ama... 

Bolu'daki evimizde olayım mesela., Ama eskisinde. Hani iki katlı, ahşap, cumbalı, iki kapılı, iki merdivenli evimizde. Bahçesinde mor sümbüller, şakayıklar, zambaklar açan evimizde. Annem, babam, kardeşim de olsun ama. Hatta üst katta bir kapı açılıp deniz gözlü dedem çıksın odadan ve merdivenlerden insin aşağıya evi titreten sert adımlarıyla . Ninem kendine mangal ateşinde ağır ağır kahve pişirsin mesela. Elinde hiç eksik etmediği sigarasının külü düşsün mangalın içine. Mis gibi kahve kokuları sarsın evimizi...

 O gün günlerden cumartesi olsun mesela. Hani yarım gün çalışılan cumartesiler vardı ya bir zamanlar , onlardan işte. ..

Annem avurtlarını şişire şişire bir şarkı tutturarak gelsin evimize, her zamanki gibi ...Sonra minnacık güzel kadın elli tokmaklı ahşap sokak kapısını çalsın elinde evrak çantası. Ben koşa koşa açsam minnacık güzel kadın elli tokmaklı kapıyı, sımsıkı sarılsam boynuna, anne kokusunu çeksem içime.Seni çok özledim anne desem, işe gitme artık hiç desem....

Günlerden cumartesi olsa mesela...Mevsimlerden kış, aylardan şubat. Erik ağacının altındaki kuyunun yanıbaşında bembeyaz bir kardelen boyvermiş olsa, karların içinden. Ama ben onu o zamanlar yoğurt çiçeği sansam...Erikler henüz çiçek açmamış olsa...Arka bahçeye bakan kocaman mutfağımızda, kuzine yanıyor olsa mesela...İçinde patatesler közlense, üstünde de kestaneler...Koca bir tencere de mantı pişmiş olsa o gün. .. Kocaman bir tepsi keşli cevizli mantı , bir de küçük yoğurtlusu olsa. Mis gibi kızdırılmış ,kırmızı biberli manda tereyağı fokurdasa bakır tavanın içinde, cozz diye dökülse mantıların üstüne... 

Bizim bir manimiz olmasa da , komşularımız bize gelmiş olsa mesela...Naime teyzem, Aysınım, Ayşe Ablam, Nurum,Vedia teyzem...Hep beraber otursak sofraya. Limonlu lahana turşuları da olsa mantının yanında, babamın yaptıklarından ama. Ama ben sadece keşli cevizli mantı ve lahana turşusu yesem, yoğurtlu mantının yüzüne bile bakmasam hatta...

Kardeşimle yarış yapsak mesela...Kim daha çok mantı yiyecek yarışı...tabii ki ben galip gelsem:) 

Kahkahalar sarsa evin içini. Sonra annem bana” gülen yüzün hiç solmasın kızım” dese yine... 

Sonra ben uyanıversem mesela....Oysa yarın pazar, daha neler neler yapacaktık iki katlı ,iki merdivenli, iki kapılı ,cumbalı,minnacık güzel kadın elli tokmaklı ahşap evimizin içinde...

Eyy sihirli düşler satıcısı....bana yine sihirli düşlerinden satar mısın?

29:Kasım.2012/ Çanakkale