- Kategori
- Siyaset
Sıkıntıların kaynağı liderlerdir
Şu hale bakınız.. Adamın birisi gaza geliyor ve Rusya'ya meydan okuyor. "Haline bakmaz Hasan dağına oduna gider" derler ya.. Belki de gurur meselesi yapmış olabilir. Ama karşıdaki düşman KGB dersanesinden gelme. Öyle şantaja falan gelir yanı yok.
Neyse oldu bitti derken ateş bize sıçradı. Fatura bize kesildi. Çünkü biz malum ittifakın içindeyiz. Organize işler yapıyoruz. İhracat sekteye uğradı. Şimdi biz de karşı atağa geçtik. "Zurnanın zırt!" dediği an.. Ya biz de Saakaşvili gibi olursak. Allah korusun çılgın adamlar yüzünden ortalık ellialtıya gider.
Karadeniz, Montrö vs.. Durum çözülüyor. Nato "kardeşim telaşa gerek yok, biz bunu önceden planladık, anlaşmada belirtilen süre içerisinde çekip gideceğiz" diyor. Burada sorun yok.
Şimdi asıl sorun başlıyor.
Rusya pazartesi AB'ye verdiği gazı keseceğini söylüyor.
Derken petrol..derken başka yaptırımlar. Karşılıklı olarak ataklar.
İki taraf da kılıçları kuşanıyor.
Ya..bizim suçumuz ne? Ne menem bir bölgedeyiz öyle..
Meğer ne ufak işlerle uğraşırmışız da haberimiz yokmuş.
Dalga üzerimize üzerimize geliyor.
Saddam'ın çılgınlığının sonunu hep birlikte gördük.
Bilirsiniz bir sınır olayı yüzünden bizi de tehdit etmişti.
Ya bu eski KGB'li liderler.
Pes edecekler mi, yoksa "ya herro ya merro" mu diyecekler.
O zaman "yandı gülüm keten helvası."
Liderlik ne önemli bir şey.
Allah ülkelere aklı selimi üstün tutan liderler nasip etsin.
Atatürk'ü anlıyor musunuz şimdi?
İsteseydi, kılıç elinde sağa sola savaş açar dururdu.
Sonra da ülke pasta, börek gibi dilimlenirdi.
Liderlere ne büyük işler düşüyor.
Çılgınlar her ne kadar az oluyorsa da bazen Neron'lar çıkabiliyor.
Şimdi bekle gör zamanı.
Allah tüm insanlara yardım eder de çılgın liderler salyalarını akıtmaz, dişlerini göstermez.
Yoksa ne zorluklarla tesis edilen dünya barışı bir daha asla aynı yörüngeye oturmaz