Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

16 Ekim '14

 
Kategori
Deneme
 

Sıkıyor zincir bileği

Sıkıyor zincir bileği
 

İnsan için ne fark eder, ha Van olmuş, ha İstanbul.


Uzun zamandır Ruhi Su türküleri dinlemedim.

Yine de bugün bilinçaltından yukarılara tırmanan bir türkünün iki dizesi dilime dolanıp duruyor. Diğer dizeleri anımsamıyorum.

"Sıkıyor zincir bileği,

Jandarmada din iman yok"

Hani pek çok insanda olur. Bazen güzel bir Türk Sanat Müziği parçası, bazen bir ağıt, bazen neşeli bir türkü. Geçmişte dinlediğimiz, bir yerde işitip unutamadığımız, takılır durur dilimize.

İşte bugün tam o durumdayım. Ruhi Su'nun türküsünün sözleri ha bire dilime vurup duruyor. Kafamın içinde dönüp durdukça da sağa sola çarpıp kapılar açıyor, sağdan soldan ilhamlar getiriyor.

"Sıkıyor zincir bileği

Jandarmada din iman yok"

Zincir bileği sıkar. Bileği sıkmazsa çıkabilir, açılabilir. Zincirin işi bileği sıkmaktır yani.

Jandarmada din iman yok ithamı elbette ağır. Jandarma emir kulu. Jandarma asker. Kendisine verilen emri yerine getirmek zorunda olan kişi. Zincir sıksa da, yorsa da onun görevi onu yerinde tutmak. Ayrıca o büyük olasılıkla bir er, yani, zorunlu askerlik görevini yapmak durumunda olan; ülkenin herhangi bir yerinden gelmiş kişi. Din iman sahibi kişide bulunması gereken din iman bilgisinin ya da bilincinin olmadığı bir çevreden, bir aileden gelmiş olması da mümkün ve dini, imanı olmayan biri olma olasılığı da, az da olsa her zaman var. Tabii buradaki din iman ifadelerinin kullanılmasının bir nedeni dinle ilintili vicdan kavramı ve vicdan, dini imanı olmayan insanlarda da güçlü ya da zayıf, şu ya da bu nitelikte var olan bir değer.

Bileğinde zincir olanın da yakınma hakkı var elbette. O güne kadar bileğinde zincir görmemiş. Zincirin ne denli rahatsızlık verici olduğunu, bileğini nasıl acıttığını yaşayarak öğrenmiş, yakınıyor. Bu onun daha önce yaşadığı bir şey değil büyük olasılıkla. Zincirin bileği böylesine sıktığını daha önce bilmemiş, bilememiş doğal olarak.

Gündelik yaşamımızda pek çok durum için bu metaforu kullanabiliriz belki.

Her birimiz duruma göre bileğindeki zincirin sıktığından yakınan kişi ya da jandarma durumundayız çoğu yerde.

Onun zincirden, zincirin sık olmasından yakındığı gibi biz de bir şeylerden yakınıyoruz belki de her gün. Birilerini de o yakınmalarımızın nedeni olan şeyi yaptıkları için "din iman yok" ya da başka şekilde itham ediyoruz, suçluyoruz belki de.

Öte yandan yine biz, başka insanlar için, sözgelimi aile bireylerimiz için ya da yöneticisi konumunda bulunduğumuz işgörenler için türküdeki jandarma durumundayız.

Hatta bütün bunların dışına da çıkabiliriz. Yani işgören, işveren, baba, anne, çocuk rollerimizin dışında da bu konumlara uyabilecek durumlar bulunabiliriz.

Çok ilgisiz görülebilir ama bilgisayar üzerinden iletişim kurduğumuz, hiç yüz yüze gelmediğimiz ve gelemeyeceğimiz başka coğrafyalardaki, konumlardaki insanlar için de "bileği sıkan zincir takan kişi" ya da "bileğinde zincir olup yakınan kişi" olabiliriz.

Belki biraz daha dikkatli bakarsak başka şeyler de üretebiliriz. "Bileği sıkan zincir" ya da "zincirin sıktığı bilek" konumunda olanlarımız da çoktur söz gelimi. Ya da bu türkünün sözlerini yazan, benzerlerini yazan bizizdir. Ya da bu türküyü söyleyen, paylaşan, yorumlayan. Kim bilir?

Ha, son bir şey daha. Elbette yukarıda saydıklarımızın dışında bir olasılıklar var. Olaydaki jandarma belki de gerçekten kıl biridir ve kıllık olsun diye bilerek sıkmıştır zinciri gereğinden fazla. Komutanının uzakta olmasından yararlanarak sıkmıştır, ya da kendince önlemi arttırmıştır zinciri daha sıkı bağlayarak. Belki de ona zinciri taktıran komutan durumdan haberdar olsa fırçalayacaktır kendisini. Küçük bir olasılık olsa da, belki zincirlenmiş kişi zorda kalır bir sigara ikram eder diye sıkmıştır, bilemeyiz.. 

Metafor olarak kullanacağımız yerlerde de bu tür kişiler, yapılar söz konusu olabilir.

Ruhi Su'yu bana ilham veren dizeleri için yeniden selamlıyorum. Dilimdeki iki mısra ile devam ediyorum günüme.

"Sıkıyor zincir bileği,

Jandarmada din iman yok"

 

27.01.2010 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara