Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

07 Şubat '08

 
Kategori
Sinema
 

Şimdi Ya da Asla

Şimdi Ya da Asla
 

Konusu itibariyle herkesin izlemesi gereken bir film "Şimdi Ya da Asla". Hani bazı filmler vardır belli bir kesime hitap eder. Herkes izler ama bazıları keyif alır ve kendinden bir şeyler bulur. Bu film tam aksine genç-yaşlı, sağlıklı-hasta, inanan-inanmayan, zengin-fakir kısacası ölümlü olan herkese hitap ediyor. Filmin orjinal adı The Bucket List. Ama türkçe çevirisi de gayet uygun. Orjinal adında verilmek isteneni veriyor adeta.

Konuyu anlatmak niyetinde değilim. İzleyen vardır izlemeyen vardır. Konu belli gerçi. Bu filme gitmek isteyenler iki tane adamın ölmeden önce yapamayıp da yapmak istedikleri şeyleri anlattığını biliyor. Ayrıntıları izlemek lazım. Film için söyleyebileceğim bu kadar. Benim bahsetmek istediğim ise ölümün gerçekliği.

Film icabı iki yaşlı hasta var. Ama "Şimdi yada asla" demenin yaşı yoktur var esas bu filmin altında. Ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz gibi, ne zaman hastalanacağımızı da bilmiyoruz. Ya da hastalanıp hastalanmayacağımızı, aniden değil de bize bir süre verilip hadi bakalım yaşa şimdi bu süreni denip denmeyeceği de meçhul. Hangimiz hayatımızı yarın ölecekmişiz gibi yaşıyoruz ki? Sanırım hiçbirimiz.

Bu filmi izlemesini öncelikli olarak tavsiye edeceklerim var. Düşündüğünüz gibi ölümü yakın hasta kişilere tavsiye etmeyeceğim. Gayet sağlıklı, az çok parası olan, bir aileye sahip olan, etrafında sevdiği, sevildiği dostları olan ama bunlara rağmen mutsuz, hayata küsmüş, devamlı bunalım halinde yaşayan, hayattan zevk almayan ve almaya gayret etmeyenlere tavsiye edeceğim. Etrafındaki güzelliklere sağlıklı iken dönüp bakmayan, onları görmeyenler ölümlerinin yaklaştıklarını öğrenince ne olur zannediyorsunuz? Sadece bir anlık düşünme ve hemen ardından intihar. Başka tavsiye edeceğim kişiler de var. Mesela parası olmayanlar ve parası çok olanlar. Siz de kaçırmayın bu filmi. Para ile yapılamayacak şeyler olduğu gibi parasız da yapılabilecek çok şey var hayatta. Bir de inançla dolu, inançsızlığı kabul etmeyenler var ki onlar daha dikkatli izlesinler. İnanmayanlarla aynı sonu paylaştıklarını anladıkları zaman belki insanların inançsızlıkları hakkındaki fikirleri değişir. İnanan da inanmayan da sonu biliyor zaten. Bırakın o zaman herkes kendi sonunu kendi düşünsün. Sonun sonunda ne olduğunu ise kimse bilmiyor. Asıl önemli olan bu sanırım. Bir bilinmeyen için kavga etmenin ne anlamı var? Gidip hepimiz göreceğiz nasıl olsa görülecek bir şey varsa.

Bir de filmin kötü bir yanı var hemen söyliyeyim. Çılgın ve özgür ruhlar filmi izleyip orta da fol yokken yumurta yokken "Doğru yahu, ömrümüz ne kadar belli değil ver elini Hawaii" diyebilir. Gezip tozmak,çılgınlık yapmak için bahane arayan birileriyle yaşıyorsanız bu filmden uzak tutun derim. Benim ki bile "Doğru valla, bak ben ne yapmak istiyorum..." demeye başladı hemen filmin ardından. Dur bakalım daha ne oldun hemen? Her neyse.

Oyuncular yeter zaten bu filmi izlemek için. Bırakın konuyu Jack Nicholsan'ın ve Morgan Freeman'nın oyunculuğunu izlemek için bile değer. Artık yaşları kemale eriyor. Genç roller oynayamayacakları kesin. Ama hasta rolü de bu kadar mı iyi yapılır. İçimiz acıdı filmi izlerken, sanki gerçekten hastalarmış gibi hissettik.

Filmin sonunda suratınızda tatlı bir tebessüm oluşacağından eminim. İyi seyirler hepinize.

 
Toplam blog
: 144
: 2928
Kayıt tarihi
: 30.10.06
 
 

İzmir Cumhuriyeti'nde yaşıyorum... Sarmaşık Sanat Atölyesi'nde ebru sanatı ile uğraşıyorum. En es..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara