- Kategori
- Bebek - Çocuk
Şimdiden hoşgeldin oğlum

Dün ilk defa onu bu kadar yakından gördüm. Kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu. Dokunmak istedim ama henüz buna hazır değildi. Hassastı, küçüktü ve ben de herkes gibi hayranlıkla bakıyordum ona. Beni görse ne derdi acaba?
Zaman onun için tersine akan bir nehir. Küçükken ben ben de sevmezdim zamanı. Ne yaptıysam olmadı, hızlandıramadım onu. Büyümek herşeyi yapabilmek demekti, beklemeyi sevmedim ama hayat öğretti. Kapalı gözlerine baktım, ben yaşlanırken o gençleşecek koca bir delikanlı olacak dedim içimden. Hafif bir müzik eşliğinde onu izledim, bazen el salladı ama çoğunlukla uyudu. Bizim ilişkimiz hep böyle mi olur? Sessiz, farklı bir romantizm var havasında ama seviyorum ben onu...
Onun için oluğu kadar benim için de bir geçiş dönemiydi bu. Sanki eski ve mistik bir krallıkta genç bir prens taç giyiyor ve babası da onu gururla izliyordu. Sanki İstanbul’un Boğaza bakan sevimli bir köşesinde minik bir bebek sevimli gözlerle arabanın arka camından bana el sallıyordu. Onu görünce büyüdüğümü hissettim ama bu sefer üzülmedim. Ben çocukluktan çıktım, yerime başka bir çocuk koydum. Görüşmemize çok kısa bir zaman kaldı. Şimdiden Hoşgeldin oğlum...