Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '08

 
Kategori
Siyaset
 

Sınıf bilincinden yoksun emekçinin bayramı

VAY efendim olur mu, devletin güvenlik güçleri 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen emekçiye jopla, tazyikli suyla, biber gazıyla saldırır mı, bu denli kontrolsüz güç kullanılır mı, yazık değil mi bu insanlara bağırtıları eşliğinde İstanbul’daki 1 Mayıs manzaralarını yorumlamak istemiyorum.
Şunu söyleyelim sadece; sonucun böyle olacağı belliydi.. Ayaklara tahammülsüz başların günlerdir vermeye çalıştığı mesaj işte buydu.
“Taksim yasak! Çıkanı marizleriz” türü siyasi ve bürokratik tehditlerin ardından yumruklar, tekmeler, joplar havada uçuştu. Onlarca yaralı, yüzlerce gözaltı...

***
DÜNYANIN çeşitli köşelerinde Türkiye’dekinden farksız manzaralar yaşandı.. 1 Mayıs’ın alışılagelmiş manzaralarıydı bunlar.
Dünyanın farklı bir köşesindeyse, diğerlerinden çok farklı bir İşçi Bayramı kutlaması vardı.
Venezuellalı işçiler, 1 Mayıs’ı müjdeli haberler eşliğinde kutladılar. Devlet Başkanı Chavez, ülkesindeki emekçilerle birlikte 1 Mayıs’ı kutladı; asgari ücrete yüzde 30 oranında zam yaptığını açıkladı.
Bir de ülkenin en büyük çelik üreticisi Sidor şirketini kamulaştırdığını ilan etti.
İşçi Bayramı’nı ülkesinin işçileriyle birlikte kutlayan Chavez’le, “ayaklar baş olursa kıyamet kopar” sözüyle tarihe geçecek Tayyip Erdoğan iktidarını kıyaslayın şimdi.
Biri işçiye zam yapıyor, binlerce işçinin çalıştığı şirketi halkının yararına kamulaştırıyor.. Diğeri, Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen işçileri biber gazıyla, tazyikli suyla, jopla, tekmeyle, yumrukla püskürtüyor.
Dahası, milyonlarcasının oyunu aldığı emekçileri, ‘ayaklar’ diye aşağılıyor, emekçiyi ‘ayak takımı’ olarak görüyor.

***
TAYYİP Erdoğan’ı, ‘Ulusa Sesleniş’ için ekrana çıkıp, “tüm emekçilerin bayramını gönülden kutluyorum” diyebilme olasılığı milyonda kaçtır?..
Sıfırdır...
Yani böyle bir şey olanak dışıdır.
Peki bu tavra karşılık, Erdoğan’ın ve tabi ki partisinin yeniden iktidara gelme olasılığı nedir?
Onaltı milyon oyun bilmem şu kadar milyonu emekçilerin değil mi?
Esnaf gibi, tacir gibi, çiftçi gibi, emekli gibi, yurdumun emekçisi de ‘istikrar’ için oy vermedi mi?
Yani AKP’nin yüzde kırkyedisinde emekçinin payı büyük.
Emekçinin oylarıyla iktidara geleceksin, sonra sana oy veren milyonları ayak takımı olarak göreceksin...
O milyonlar, yani ayak takımı böyle bir ortamda AKP’yi yeniden iktidara taşır mı sizce?
Bence taşır.

***
ÖRGÜTSÜZ kitlenin ne zaman ne yapacağı belli olmaz.. Örgütsüz kitleyi ikna etmek çok kolaydır.
“Ama emek cephesi örgütlü değil mi, sendikaları var” diyeceksiniz.. Onların çoğu kuşatılmış, iktidar siyasetiyle içselleşmiş, kendi sınıfına yabancılaşmış örgütler.
Bugün 1 Mayıs alanında emekçinin karşısına geçip haykırırlar; haktan, hukuktan dem vurup alkışlanırlar..
Yarın ‘başlar’la el sıkışıp öpüşürler!
Emekçinin olumsuz koşullarının kalıcılığı da çoğu kere sendika ağalarının ‘tutunacak dalı’ durumundadır.
Yine yerel bir örnekle açıklayalım bunu.
Balıkesir’deki emekçiler 1 Mayıs’ı nerede kutladı?
Susurluk’ta...
Neden Susurluk?..
Çünkü oradaki YÖRSAN şirketi aylar önce dörtyüz civarında işçiyi kapının önüne koydu.. Çıkarılan işçilere destek amacıyla 1 Mayıs mitingi Susurluk’a taşındı.
Sendikacısı geldi nutuk attı.. Siyasetçisi geldi nutuk attı.. Bilmem necisi geldi nutuk attı.
Dörtyüz küsur işçinin durumunda değişiklik var mı?..
Sonucu, işçinin lehine çevirecek bir çabanın içinde olmadıklarını söylüyorum.
Nutukla, yaygarayla durumu idare ediyorlar.
Yörsanzedelerin karnı, aylardır nutukla, yaygarayla doyuyor!..
..Ve Yörsanzede işçilerin çoğu, bugünkü açmazın kaynağı olarak sendikayı görüyor...

***
ŞİMDİ bir başka gerçeğe dikkat çekelim.
1 Mayıs meydanlarında hangi siyasi partileri görürüz ağırlıkla?..
Sol partileri tabi ki.. Sollluğu tartışmalı CHP oradadır.. Ufuk Uras’ın ÖDP’si oradadır.. Perinçek’in İşçi Partisi oradadır.. SHP’si, TKP’si bilmem nesi oradadır.
Kentsoylu CHP’yi bir yana koyalım.. Diğer sol partilerin, yani emeği savunan solcu, sosyalist partilerin aldıkları oy oranı nedir?..
Binde birlik oylarla her daim ‘diğerleri’ kategorisindedirler.
Bu partilerin emek ve emekçiye dair politikaları yok mu?..
Olmaz mı, sayfalar dolusu programları var emeğe dair.
Emekçi niye pas vermiyor bunlara?..
Güvenilir mi değiller?..
O da olabilir ama, asıl sorun emekçinin sınıfsal bilinçsizliğidir.
İster kamuda, ister özel sektörde olsun, bizim emekçimiz büyük ölçüde sınıfsal bilinçten yoksundur.
Bu kimin suçu?..
Sermaye iktidarları böyle olsun istiyor, tamam.. Bu pozisyonu korumak da görevleridir, o da tamam.
Ya emek örgütleri?..
İşte asıl sorumlu onlar.
Feodal yapılı sendikacılık ve sendikal ağalık düzeni sonlanmadıkça, yurdumun emekçisi sınıfsal bilinçten yoksun, sermaye iktidarlarını desteklemeye devam eder, kuşkunuz olmasın.

 
Toplam blog
: 17
: 1020
Kayıt tarihi
: 02.04.08
 
 

Şehr-i Balıkesir'de mevkutesel işlerle iştigal ediyorum; yirmi küsur yıldır yazıp çiziyorum... Yaz, ..