Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

24 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sırları semboller arkasına gizlenen Masonluk II - Aydınlatma

Sırları semboller arkasına gizlenen Masonluk II - Aydınlatma
 

İki ayrı tarih uzmanı tarafından yazılmış iki kitap


"Sırları semboller arkasına gizlenen Masonluk" adlı yazının önyargılı, veriye dayanmayan ve mantık çıkarmaları zayıf bir çalışma olduğunu düşündüğümden bir cevap yazılması gerektiğini düşündüm. Bunu yorum olarak yapabilirdim ancak önceden bahsettiğim önyargı dolayısıyla yayınlanmama riski olduğunu ve ayrıca kısıtlı bir alanda ifadesinin zayıf kalacağını düşünerek ayrı bir blog olarak hazırladım. 

Doğru mu sıfatıyla yazılan yazı doğrudan bir tezat ile başlıyor. Kendisi mason olmayan yazar, masonluk hakkında bilgi vereceği yazısını "Masonluğun en önemli özelliği gizemidir." diye başlatıyor! Mason olmayan birisi masonluğun özelliklerini açıklayabiliyorsa ve bunu daha ileride anlattığı gibi herkese açık dergilerden aldığı örneklerle süsleyebiliyorsa, masonluğun en önemli özelliği gizemi olamaz. Veya şayet öyleyse, zaten oldukça başarısız bir müesese olduğu düşünülebilir ve belki yazarın ayrı bir özel yazı grubu açmasına değmeyecektir. 

Masonluğun yazarın belirttiği gibi 33 değil, 3 dereceden oluştuğunu herhangi birisi basit bir araştırma ile belirleyebilir, bu dereceler çıraklık, kalfalık ve ustalık olarak sıralanır. bahsedilen 33 derece, masonluk içerisinde olan ama tüm masonları kapsamayan farklı bir çalışma derecesi, farklılığı ise daha çok felsefi konuların daha derine götürülmesi ile bağlantılı. Masonluğun tüm amaçları ve hedefi her usta mason için net ve bilinirdir. 

Masonluğun çıkış noktası gerçek bir meslek olduğundan, isminden ritüellerine, sembollerinden anlamlarına kadar bu mesleğin izlerini taşır. Günümüzde masonlar duvar örmese bile, meslek jargonunu sürdürür. 

Yazarımız daha sonra "gizli" masonik sembollerin çoğunun Tevrat'tan alındığını, yani bir Jüdaizm bağlantısı olduğunu, masonların tanrıya inandıklarını dış dünyaya söylediklerini fakat bunun gerçek olmadığını ve masonluğun apayrı bir din olduğunu yine hiç bir destek vermeden ima ediyor. Oysa yine basit bir araştırma sembollerin açıklamalarının herhangi bir Tevrat bağlantısı olmadığını, tanrı inancı olmayan birinin mason olamayacağını ve masonluk yemininde ve masonik toplantıların tümünde katılanların tüm kutsal kitaplarının "mabet" içerisinde bulunduğunu öğrenebilir. Masonluğun ana kurallarından birinin din farkı gözetmemesi, ötekininse din ve politaka konuşmalarının, tartışmalarının masonik toplantılarda kesinlikle yasak olmasını da basit bir araştırma ortaya çıkaracaktır. Zaten yazarımız masonluğu önce Jüdaizme bağlayıp daha sonra belli başına bir din olduğunu söyleyerek kendi bilgisinin eksikliğini ortaya koymuş. 

Yazarın verdiği örneklere gelmeden masonluğun Türkiye'de resmi bir dernek olarak mevcut olduğunu ve tüm dernekler gibi üye listesini bildirmekte olduğunu hatırlatalım. Yani gizlilik oldukça sembolik bir boyutta. "Niyetleri ve hedefleri çok temiz ve iyi olanların sır saklamaya ihtiyacı olabilir mi? Bu kadar gizli faaliyetler toplum ve insanlık yararına olabilir mi?" diyerek devam ediyor yazarımız, yani gizli olan herşeyin şeytani amacı olmalı demeye getiriyor. Söz konusu gizliliğin gayet göreceli olduğunu vurgulamaktansa bir kaç örnek de ben vereyim; çok sık ve muntazam aralıklarla Çankaya'da ki köşk dinleme cihazları için taranır, buradaki ülke liderleri başka ülke liderleri ile içeriği gizli toplantılar yaparlar, dünyanın en iyi sır saklayan organizasyonlarından biri CIA'dir, fakat her ülkede sır saklama konusunda uzman bu tür bir organizasyon hükümet içerisinde zaten mevcuttur ve meşrudur, çocuklar aralarında gizli kulüpler kurar ve birbirlerini selamlarken gizli sinyalleşmeler kullanırlar, hatta kuş dili variyasyonları gizli diller geliştirirler, Coca-Cola içeceğinin tam içeriği gizlidir, çoğu araştırmacı araştırmalarını son derece yüksek bir gizlilik içerisinde yürütürler, korkunç bir hastalığın ilacını araştırıyor olsalar dahi, ihaleler adil olsun diye kapalı, içeriği gizli, teklif yöntemi ile yapılırlar... Bu tür örnekleri çoğaltmak kolay ve tabi ki her biri ile ilgili komplo teorileri mevcut. Bir de küçük kişisel anekdot sizlere; çok bilinen ve popüler bir kasaptan et almaktayım, aynı kasabın aynı şekilde popüler restoranları bulunmakta ve ben onlardan sadece birinde bulabildiğim özel bir lezzette bir tavuk şişe abayı yakmışım; yıllardır ailecek alışveriş yaptığımız ve asla beni kırmayacak kasabıma yukarıda sizin restoranda yediğim tavuk şişten istiyorum diyorum. Ezile büzüle bana ondan alacağım şişin aynı lezzette olmayacağını söylüyor! Nasıl yani, sizin restoranda hazırladığınız gibi hazırlamıyormusunuz şişi? Hayır abi, yukarıdaki aşçılar ne bize, ne öteki restoranlarımızdaki aşçılara kullandıkları marinad sosunun tarifini vermiyorlar, defalarca aynı tadı tuttutrmaya çalıştık ama bir türlü olmuyor, onlarda meslek sırrı olarak paylaşmayı katiyen kabul etmiyorlar...Patronun bile gücü yetmiyor... 

Gördüğünüz üzere her sır saklayanın amacı dünyayı ele geçirip, şeytanı başa geçirmek değil...Umarız ki başbakanımız gizli görüşmelerinde toplumuzun ve insanlığın çıkarlarını gözetiyordur. 

Yazar masonik tüzüklerden olduğunu iddia ettiği bazı örnekler veriyor ve onların da sembolik olduklarını kabul ediyor ama anlamlarının nedense harfiyen algılanmasını istiyor. İlk önce bunların tüzüklerden değil ritüellerden alındığını belirtelim. Ritüel nedir derseniz, anlam yüklü ve defalarca tekrarlanan küçük tiyatro gösterileri denebilir. Masonlukta her mason bu ritüellerden kendi yorumunu çıkarıp, bir ders çıkarır. Bunlar asırlardır ve masonluğun kökeninde olan mesleki ritüellerdir. Gerçek bir taş ustasının mesleki sırlarını saklaması, ve sadece usta olmaya hazır kalfalarla paylaşmasını sembolize ederler, masonluğun meslek olarak çocukları ve bayanları dışında tutması ise 3 asır öncesinden gelen bir erkek mesleğinde en doğal şey değil mi? Buna rağmen masonluk içerisinde zamanla kadınları da dahil etmiş, ve kadınlara masonluk derecesi veren akımlar da mevcut, tüm masonlar tarafından kabul görmeseler bile; sanırım yazarımız engin araştırması sırasında bunları atlamış. 

Masonluktan ayrılamama konusu ise yine dernek bilgilerinden kolayca takip edilebilir, masonluktan bir çok sebepten dolayı ayrılanlar mevcut ve sanırım hepsinin sıhati gayet yerinde. Zaten ritüellere değil de tüzüklere gerçekten bakılırsa herhangi bir yüz kızartıcı suçtan mahkum olanın mason kalamadığını ve dolayısı ile "her koşulda" yani koşulsuz yardımlaşmanın gerçek olmadığını da kolayca keşfedebilirler. 

Biraz olsun gizlilik olan her yerde komplo teorileri ortaya çıkar ve bazı insanlar soru işaretlerini diğerlerinin paranoyasını beslemek için kullanırlar, bu hiç bir zaman değişmeyecek tarihi bir gerçektir fakat bu tür araştırmalar sorumluluk ister. Bilmediğiniz insanları, bilmediğiniz ve yanlış yorumladığınız bilgilerle hedef haline getirirseniz olabilecek herhangi bir olayda bir tetikçi kadar sorumlu olursunuz. Masonların halka açık dergileri, müzeleri mevcut, herhangi ciddi araştırmacıya da açıklar, benim yaptığım gibi "neden?" sorularınızı kendilerine yöneltebilirsiniz, en azından "neden gizlilik?" sorusuna cevap vereceklerinden emin olabilirsiniz. Mesela bu gizlilik geleneğinin 3 asır önceden gelen ve o zaman hayati önem taşıyan bir unsur olduğunu öğrenebilirsiniz. 

Şayet daha akademik bir araştırma yapmak isterseniz eklediğim resimde görünen iki kitap mason olmayan ve sağlam birer tarihçi olma repütasyonuna sahip yazarlar tarafından kaleme alınmış eserler ve sanırım soruların çoğunun cevabını buralarda bulabilirsiniz. Bunlar gibi masonlar ve mason olmayanlar tarafından yazılmış yüzlerce eser mevcut (ne gizlilik ama!) ve hakikaten araştırmak isteyenleri bekliyor. Bunların önemli bir bölümü Türkçe olarak da mevcut. İyi okumalar. 

 
Toplam blog
: 24
: 1070
Kayıt tarihi
: 27.07.10
 
 

Eğitimimi Fransa, Türkiye ve Amerika'da fransısca ve ingilizce olarak tamamladım. Bilgisayar mühendi..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara