Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '09

 
Kategori
Sağlık
 

Sivilceler ve Roaccutane

Sivilceler ve Roaccutane
 

net den


Ben hiç ergen olduğumu hatırlamıyorum!

Daha doğrusu bana özel bir dönemmiş gibi davranan olmadı. Ya da annem ve babamın böyle bir evre’nin varlığından haberleri yoktu muhtemelen!

Orta ikinci sınıfta o yıllarda Ev Ekonomisi diye bir ders kitabımdan "ergenlik dönemine ait fiziksel değişiklikler" başlığı altında bir iki sayfalık özet bilgiler sayesinde bu değişimlerden haberdar olduğumu hatırlıyorum.

Bir keresinde, ayakkabı almak için o yıllarda Ankara'da Anafartalar caddesi üzerinde derme çatma dükkanlardan oluşan ayakkabıcılar çarşısına gitmiştik. Şimdilerde, Kocabeyoğlu pasajı tarzını andıran bu çarşı uzun süre önce çıkrıkçılar yokuşunda çıkan büyük bir yangınla yok oldu bu arada. Babam, ayakkabının fiyatını biraz yüksek bulmuş olmalı ki bana dönüp vurgulayarak, "doksan liralık ayakkabı giyiyosun artık" demişti. Bende büyüdüğümü imâ etmek için "çünkü ben artık ergenlik çağına girdim" diye cevap vermiştim. Dükkan sahibinin yanında öyle bir bakış fırlattı ki tokat atsa bu kadar canım yanmazdı. Sert bakışları birkaç saniye üzerimde odaklanınca öylece donup kaldım, babamın yüzündeki ifadenin yumuşamasını beklerken korkudan titrediğimi hatırlıyorum! Dükkandan çıkıp dolmuşa binince "bir daha bu cümleyi sarfettiğini duymıycam” diye ikaz etmişti. Halbuki ben tüm masumiyetimle sadece ayak numaramın bedenime paralel olarak büyüdüğünü ifade etmek için söylemiştim..

Ben aslında çocuk da olmadım hiç! Daha üç yaşındayken ailenin ikinci çocuğunun dünyaya gelişiyle birlikte misyonum belirlendi. "Artık minik bir kardeşin var ve sen artık abla oldun!" diyerek ailedeki rolüm öğretildi. Ne zaman kardeşlerimle aramızda bir anlaşmazlık çıksa azarlanan ve hoşgörülü davranması gereken ben olurdum çünkü ablaydım artık ben! O gün bu gündür ataerkil bir ailenin ilk torunu olmanın bedeli, bir yetişkin gibi olgun davranmayı ve sorumlu olmayı öğrenmekti. Belki bu yüzdendir içimdeki çocuk da hiç büyümedi.

En azından şimdiki ergen jenerasyon farkında olmasalar da, ebeveynler komusunda daha şanslılar. Kendi dönemimle kıyasladığımda aileler daha bilinçli ve daha anlayışlı!

Ergenlik döneminin korkulu rüyası sivilceler, gençlerin yansımalarıyla, biz annelerinde ruhunu daraltır oldu. Hani! “çirkin ördek yavrusu” diye tabir edilen bir dönemleri vardır. Daha 10- 12 yaşından itibaren çocuklukla gençlik arasında ruhsal ve fizyolojik değişimlere ayak uydurmaya çalışan ergenlerin, çocuk muyum genç miyim diye kimlik arayışı oturmadan bir de sivilce belası bırakmaz peşlerini….

Erkek çocukları bilmem ama, daha kreş döneminde süsüne püsüne düşkün kız çocuklarının değişen kimyaları, nazende yapılarından mı neden bilmem ciddi takıntılara dönüşür. İki tane minicik pembe kabarcık oluşsa yanağında dünyası kararır. Kızım! "Bu senin fizyolojik ve hormonal değişimlerine bağlı olarak yaş evre’nin doğal bir seyri "dersin anlamaz! Daha sabah yataktan kalkar kalkmaz uyku sersemliğiyle ayna karşısında gördükleri bütün enerjisini alır. Surat asılır başlar mızırdanmaya…. "Çikolata da yemiyorum, kola da içmiyorum ama neden çıkıyo anlamıyorum, filanca cips bile yiyo ama onun yüzünde bi tane bile yok" diye, mutsuz ve keyifsiz miyavlamalarla günün tüm iştahını kaçırır!

Yok efendim, çikolata, cips kızartma lezzetli ne varsa yasaklar kendine. Diyetler yapılsa da yine sonuç değişmez.

Bu doktorun verdiği iyi gelmedi dersin, konusunda uzman bir profesöre gidilir. Yok bu da bilmiyo dersin bu sefer markalı şık ambalajlarda, temizleme, maske, tonik ve kremden oluşan kozmetik setler alınır. Pahalı olursa iyi sonuç vereceği umut edilen komplexler kullanılırken, bu sefer olacak der! Büyük bi keyifle prospektüse uygun itina ile uygulama başlar. Bir hafta on gün derken hafifledi gibi gözükse de pembe kabarcıklar güzel yüzünde üremekten vazgeçmez! Umutlar yine kırılır, tebessümsüz çehreler de yeni ilaçlar, yeni uygulamalar devam eder gider…

Geçen yıl bir şekilde bir yerlerden bir ilaç ismi duymuş! İlacın ismi“ Roaccutane” (okunuşu ruakutan) Retinoid türevli bu ilaç aslında içerik olarak yoğun A vitamininden oluşmakta. Kimilerine göre ciddi boyutlarda yan etkilerinden söz edilse de düşük dozda kullanım ve periyodik kontrollerle aylık kan sayımı ve karaciğerle ilgili testlerde şimdiye kadar bir olumsuzluğa rastlamadık. Bizim yaşadığımız en yaygın semptomları ağız çevresinde ve cillte kuruluk olarak ortaya çıksa da onu da bepanthene krem ile sürekli nemlendirerek basit bir önlemle çözülmüş durumda.

Ergen çocuğu olan aynı dertten muzdarip annelere fâideli olur hissiyatı ile bir doktor kontrolü altında kullanmaları halinde kesin sonuç veren bir ilaç olduğunu öneri olarak belirtmek isterim. İlgilenen ergenlere ve annelerine duyurulur. Sivilcesiz, pürüzsüz bir cilde sahip olunması dileklerimle….

 
Toplam blog
: 48
: 1807
Kayıt tarihi
: 17.07.09
 
 

Bir Nisan akşamı kışı uğurlayan, baharla gelmişim dünyaya…  Hobi olarak çeşitli tasarım etkinlikl..