Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '17

 
Kategori
Siyaset
 

Siyasette Hoca ve Reis Farkı

Siyasette Hoca ve Reis Farkı
 

      Lider, özüyle ve şahsi özellikleriyle her zaman kendini hissettiren ve gönüllerde yaşamasını bilen bir şahsiyettir. O, görünüşündeki inandırıcılığı, anlayışındaki derinliği, görüşlerindeki inceliği, tespitlerindeki sağlamlığı, öğrenme aşkı, öğretme istidâdı ve el attığı her şeyin üstesinden gelebilme yeteneğiyle  dikkatleri üzerinde toplayan, sevilen, sayılan,dolayısıyla da halkın peşinden gittiği kişidir.

     Lider bir seviye insanıdır. Arkasında binleri, milyonları sürükleyen kişidir. Türk toplumu tarihinde kazandığı başarılarla zirvelerde gezen pek çok lideri barındırmıştır. Bunlar vizyon sahibi, varlığını yaptığı işle bütünleştiren kişiler, gözünü budaktan sakınmayan, atılımcı ve cesur karakterlerdir.

     Liderlerin ortak özellikleri şunlardır:

     Vizyon sahibi, tutkulu, fedakar, inançlı, kararlı ve tutarlı olması, örnek teşkil etmesi, takipçilerine güvenmesi, takipçilerinin güvenini kazanmış olması, motive etmesi, beklentileri vizyonla bütünleştirmesi, ilham vermesi, gelişim odaklı olması, adalet duygusunun olması, mütevazı olması, iyi bir dinleyici olması, açık iletişim kurması, insanlara karşı duyarlı olması, durumlara karşı duyarlı olması, yenilikçi olması, hızlı ve etkin karar vermesi, zamanı etkin kullanması, esnek olabilmesi, etkili ve enerjik kadro oluşturabilmesi.

     Etkin olmayan değişim yönetimi, liderin başarısızlığını hazırlayan bir faktördür. Yani, geçmişte edindiği çalışma alışkanlıklarını bırakamayan liderin, geleceğe dönük yeniliklere ayak uyduramayacağı açıktır.

     Dinleme yeteneğinin olmayışı, liderin başarısını etkileyen unsurların ikincisi. Bu noktada liderin kendini abartarak beğenmesi, olaylara tepeden bakması ve konulara gerekli önemi vermemesi, önemli konuların gözden kaçmasına neden olur. Oysa dinlemek, en etkin bir iletişim aracıdır. Enerji ister, dikkat ister, tasdik ister ve dinlemede dalgınlığa asla yer yoktur.

     Birçok yönetici aynı zamanda lider olduğunu zanneder. Ancak bu her zaman geçerli değildir. Bir yönetici bir hedefin tamamlanması için otoritesini kullanmadan takımı ikna edebiliyorsa liderlik özelliği gösteriyor demektir. Bir lider yönetici olabilir ama bir yönetici her zaman liderlik özelliği taşımayabilir.

     Bir takımın çalışmasından sorumlu olmak, sizi otomatik olarak bir lider yapmaz. İnsanlar liderlerini kişisel duygularını ve öznel değerlendirmelerini temel alıp içlerinden gelerek seçerler. İnsanlar bir liderde fiziksel görünüş, sosyal ve kişisel özellikler gibi bazı temel özellikler arar. Eğitim büyük önem taşır ancak karizma, çekicilik, itibar ve nezaket gibi kişisel özellikler kadar önemli değildir. Liderler, kendine güveni olan ve çalışanlarını dinleme özelliğine sahip kişiler olmalıdır. Fiziksel görünüş elbette değiştirilemez ama uygun kıyafet seçimiyle iyileştirilebilir, diğer davranışlar da eğitimle geliştirilebilir.

     Doğuştan lider gibi bir tanımlama mümkün değildir. Bu sadece diğer insanları kolay etkileyebilen kişiler için kullanılan bir tanımlamadır. Herkes başkalarına yol gösterecek özelliklere zaten sahiptir ve lider olmak o kadar da zor değildir. Bu hedefi başarmak için eğitim ve öğrenme birlikte ilerlemelidir.

     Bir lider neler öğrenmelidir ? Bir mesajın etkili ve kesin bir şekilde ulaşması başarılı bir lider olmanın hayati parçasından biridir. İyi bir konuşmacı olmak yeterli değildir. Anlama, vücut dilini kullanma, dinleme ve yazma gibi faktörler, iyi bir iletişimin can damarını oluşturur. İyi bir lider, bir mesaj iletirken başka insanların yarattığı engelleri aşmayı öğrenmelidir. Bunun için üç basit kural vardır: zihninizi arındırın, mesajınızı basit bir dille iletin ve mesajınızın anlaşıldığından emin olun.

     Kültürel farklılıklar bazen verimli iletişim kurmayı zorlaştırabilir. Ülkeden ülkeye bile doğru iletişim kurma tanımı değişebilir. Almanlar ve Kuzey Avrupalılar Latin ülkelerine göre jestlerinde daha çekimser olurken, Amerikalılar ve Avustralyalılar ne düşünüyorlarsa onu söylerler. “Kendin ol” yaklaşımı bu ülkelerde işe yarayabilir, doğruyu söylemek en iyi pazarlama yaklaşımıdır. Dürüst ama nazik olmak geçerli bir yaklaşımdır. Ama her koşulda başkalarını taklit etmekten kaçınmalıdır.

     Siyaset halk için, halk içinde ve halkla birlikte yapılır. Türkiye siyasetinin  temel sorunlara çözüm üretememesinin en önemli nedeni burada yatmaktadır. Türkiye’de siyaset ne halk için, ne halk içinde, ne de halkla birlikte yapılmaktadır.

     Halka sadece pasif destek rolü biçilen bir sürecin halkın taleplerine cevap vermesi beklenemez. Vazgeçilmezi, son karar vericisi halk olmayan bir mücadele zemininde sorumluluk da yetki de liderlerdedir.Hayatın gerçeklerinden kopuk siyasi kadroların halkı örgütlemesi mümkün olmadığı gibi halkın kendilerine güven duyması da söz konusu değildir.

     Toplumsal mücadelenin parlamenter hesaplara endekslenmesi siyasetin profesyonelleşme ve yozlaşma kanallarını genişletmektedir. Bu zeminde iktidar olmakla muhalefet olmak arasında sadece başarı ve güç farkı vardır. İkisi arasındaki fark değer yargısı, siyasi ahlak ve ilke değildir.

     Elindekini koruma refleksi iktidarı tükettiği gibi muhalefeti de eritir. Riski göze almayan, etrafındaki herkese kendisine ileride rakip olabilecek gözü ile bakan liderlik mekanizması  siyasetin önünü tıkamaktadır.

     Lider her şeyden önce kim olduğunu bilmeli ve kendine güvenmelidir. Önde yürüyen değil, yol gösteren olmalıdır. Her kim olursa olsun insanlara değer vermelidir. Millete efendilik yoktur. Ona hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur. Liderin akademisyen ya da halkın herhangi bir kesiminden gelmesi hiç önemli değildir. Önemli olan güvenilir, tutarlı, işini ciddiyetle yapan ve halkın ihtiyaçlarını önemseyerek halkı ve ülkesi için fedakarlıkla çalışmasıdır. Lider sözünü tutmalı, tutamayacağı sözü de hiç söylememelidir.

 

 

 
Toplam blog
: 9
: 1668
Kayıt tarihi
: 23.07.17
 
 

Güncel konulara değindiğim haftalık yazılarıma bu sayfadan ulaşabilirsiniz.  ..