Siz de haklısınız

Uzun zamandır yazmıyorum, yazamıyorum. Bu arada kendi kendimi de kandırıyorum. “Müsait bir zaman, müsait bir ortamda yazarım.”diyorum.

Prof. Ali Fuat Başgil’in çalışmak için müsait bir zamanın beklenmemesini gerektiğini belirten sözü aklıma geliyor. Ayrıca Said-i Nursi’nin cephede kitap yazması da düşündürüyor beni. Yine “an”ın değerlendirilmesi gerektiği, geçmişin geçmişte kaldığı, bizim için bir gelecek olup olmadığının belli olmadığı konusunda anlatılanları dinliyorum içimden.

Kendi kendimi yazmaya ikna ediyorum.

Yazacaklarımın okunmayacağı olasılığı yanında okunma olasılığı da var:

Yazacaklarımı Himalayalar’ın tepesindeki birinin de, Çankaya Tepesindeki birinin de okuma olasılığı var. Bir öğrencinin de, bir profesörün de, sade bir yurttaşın da…vd. yazılarımı okuma olasılığı var.

Tüm olasılıkları göz önüne alarak yazmak herkesin harcı değil. Onun için çokları hedef kitlenin nabzına göre yazar.

Bizim bir hedef kütlemiz olmadığı gibi, nabza göre şerbet verme alışkanlığımız da yok, becerimiz de yok.

Yazı yazma sadece beceri konusu değil. Biraz da moral gerekli.

Gönül gücümü bulduğumu sanıp klavyenin başına geçtim. Şöyle böyle de olsa içinde bulunduğum durumu yazdıktan sonra gündemdeki bir konuya değinmek istedim.

İnternette gazete başlıklarına baktım. Dikkatimi çeken bir haberi, sizler de okumuşsunuzdur ya yorumsuz olarak veriyorum:

“Bu da padişah açılımı:

TBMM, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli padişahlarından olan Sultan 1. Abdülmecid’i ölümünün 150. yıldönümünde düzenlediği bir sempozyumla anmaya hazırlanıyor. 17 Kasım'da Dolmabahçe Sarayında başlayacak Sultan Abdülmecid'i Anma Sempozyumu, uluslararası boyutta olacak ve 3 gün sürecek.”(www.mansethaber.com/)

Bu konuda Yılmaz Özdil’in yazdıklarını da, Yalova milletvekili Muharrem İnce’nin isyanını da okudum. Bir ara “Sen de haklısın”, “Sen de haklısın.”diyecek oldum. “Akibetimiz hayrolsun.” dedim. “Görelim bakalım.” diyecek oldum. “Atı alan Üsküdarı geçti.” Atasözü de aklıma geldi.

Zaten kafam karışıktı, bu haberle iyice karıştı kafam.

Bu kafayla yazmaya hakkım yok gibime geliyor. Okuyucunun kafasını karıştırmaya, zamanını almaya da hakkım yok 

Sabahattin Gencal, Başiskele – Kocaeli, 16. 11. 2011