- Kategori
- İlişkiler
Size sen diyebilir miyim

Sınıfa girer girmez: " Çocuklar bugün derste bir oyun oynayacağız. Ben size soru sorarken 'siz' diye hitap edeceğim, siz de bana 'sen' diyeceksiniz." dedim. Hepsi çok mutlu oldu. Hep siz diye hitap ettiğiniz bir büyüğünüze sen demek statünün ters yüz edilmesiydi. Bazıları bunu benimseyemedi; yani bana sen diyemedi. Böylece oyunda yandılar ve cezalı duruma düştüler. Bu oyun sayesinde bana ders boyunca hiç soru sormayan çocuklar bile birkaç kez soru sordu. Yazıma onlarca yorum gelmiş kadar mutlu oldum. işte onların sorularından aklımda kalan birkaçı:
Mustafa söyle bakalım Namık Kemal tiyatroya niye önem vermiştir?
Sence Ziya Paşa hece vezniyle yazmada niye başarılı olamadı?
Sen okumuşsundur, Zavallı Çocuk'taki Şefika niye intihar etti?
Tanzimat döneminde çıkarılan gazeteleri söylesene...
Hatta biri durumu abartıp: "Aslan Mustafam bu oyun nereden aklına geldi senin?" dedi.
Çok verimli bir ders yaptık;ama öğrencilerim aynı oyunu kendilerince diğer dersin öğretmeniyle de oynamak isteyince işin rengi değişti. Bu da başka bir mesele.
Neyse efendim bunu niye anlattım?
Çok sevdiğim bir insan var: Canan...Arkadaşlığımızın boyutunu isimlendiremiyorum; ama ben ondan on beş yaş büyüğüm. Konuşurken bana bazen Mustafa Bey diye hitap ediyor, üç beş cümle sonra bu "sen" e dönüyor. Beş on dakika böyle devam ediyor, sonra "sen"li cümleler kurmaya başlıyor. Konuşmamızı "siz"li cümlelerle bitiriyor.
İşin ilginç tarafı konuşmamızın başında o bana siz dedikçe ben ona Canan diyorum, sen demeye başladıkça Canan Hanım'a dönüyorum. Hatta bir gün bu karışıklık neticesinde telefonu "Merhaba Canan Bey " diye açtım..
Neyse efendim bunu niye anlattım?
Annemiz, babamız, öğretmenimiz, patronumuz, müdürümüz, arkadaşlarımız, hatta sevgilimiz bile iletişim dizgesinde bir sayıya tekabül eder. Bu sayıları ezbere bildiğimiz için problemleri çözmek kolaydır. Hayatımıza yeni giren insanlar için henüz bir sayı vermediğimiz için onları x'le gösteririz, zamanla onlar da bu denklemin içinde yerlerini alır ve X'in bu sayı dizgesi içindeki değeri belli olur. Hayatımızın büyük bir bölümünü bu X'lerin değerini bulmakla geçiririz. Problemi çözemediğimiz zamanlar da X'i hayatımızdan çıkarıveririz. Zaten derler ya: "Hayat bir matematik problemini çözmek, bazen de bu problemin içinde yer almaktır." diye...
İlişkilerimizde -ister aşk ister arkadaşlık olsun - bazen X'lere değer veremediğimiz durumlar vardır. Ne yaparsak yapalım bunları probleme dahil edemeyiz, problemden atamayız da. O zaman onlara nasıl davranacağımızı nasıl hitap edeceğimizi şaşırırız, sistem çöker, bilgisayrın beyni durur.
İyi ki durur, zaten gıcık oluyorum bu teknolojik esarete...