- Kategori
- Anılar
Sizin öğretmenin imanı zayıf

1991-1992 Eğitim Öğretim yılında beşinci sınıf öğretmeniyim. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde, öğrencilerime konum ile bağlantılı olarak dinimizin ahlak dini olduğunu, temizlik ve çalışmayı, bilimi arayıp bulmayı emrettiğini, Müslümanlara çağdaş giysilerin daha çok yaraştığını, kara çarşafın, şalvarın, takkenin, türbanın vb. giysilerin dinimizle ilgisinin olmadığını anlatmaya çalıştım.
Kız öğrencilerimden bazıları öğle yemeğine giderken Hamit dayıya anlatmışlar söylediklerimi. O da “ Çocuklar sizin öğretmenin imanı zayıf” demiş. Aynı öğrenciler bu durumu bana ilettiler. Ben de “ Çocuklar, okuma yazma bile bilmeyen yaşlılarla bu konuları tartışmayın. Onlara saygıda kusur etmeyin. Onlardaki sabit fikirleri, ön yargıları değiştiremeyiz” benzeri şeyler söyledim. Konuyu bu biçimde kapatmaya çalıştım.
Ertesi yıl, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı ben yapacağım. Cumhuriyetin anlam ve önemi ile Atatürk ilke devrimlerini anlattığım konuşmama Yusuf Ziya Ortaç’ın İstiklal Savaşı’nda adlı şiiri ile başladım.
Ulusal bayramlara yoğun bir katılım olurdu, görev yaptığım köyde. Yine öyle bir gündü.
Konuşmamın sonunda beni kutlayanlar arasında Hamit dayı da vardı. Gözyaşlarına hakim olamamıştı. Hem elimi sıkıyor hem öpmeye çalışıyordu. Ağlamaklı bir ses tonuyla “ Öğretmen bey, o şiirin bir kopyasını bana verir misin?” dedi. Hiç duraksamadan elimdeki şiiri kendisine verdim.
Bu Türk köylüsü ihtiyarın Cumhuriyet’e karşı duyguları beni de duygulandırdı. Ağlamamak için kendimi zor tuttum.
Bu gün Cumhuriyet bayramı törenlerinin iptal edildiğini öğrendiğimde; bende Cumhuriyetin yıkılamayacağı inanç ve düşüncesini pekiştiren bu olayı tekrar yaşadım. Cumhuriyet bayramı törenlerini iptal eden anlayışı şiddetle kınadım.
(Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun! )