Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

20 Mayıs '14

 
Kategori
Güncel
 

Soma katliamının sorumlusu kim(ler)?

Soma katliamının sorumlusu kim(ler)?
 

Önce iş güvenliği mi?


Her şey raporlarla, istatistiklerle ve medyaya yansıyan şahit ifadeleriyle ortadadır: Devletin kömür madenlerini verimli çalıştırma hedefiyle uygulamaya koyduğu “rödovans” sistemiyle iştahlandırılan vahşi kapitalist, her şeyi yasaya uygun göstermek için sözde ve kağıt üstünde örgütlü sendika dahil gerekli düzeni kurarak hedefe dolu dizgin koşmuştur. Bu öyle bir düzen ki, Soma Kömür Madeni İşletmesi, üretim ve satışlarda alanında ülke çapında devletin yıldızı olurken, işçilerin kara deliğine dönüşmüştür. Medya kanalıyla içeriden bilgi aktaran işçilerin anlattıklarına göre bu haliyle söz konusu maden ocağı, Güney Afrika’nın elmas madeni çukurlarını ya da Nazi çalışma kamplarını çağrıştırmaktadır. Anlaşılıyor ki, devlet, işveren ve sözde sendika Soma’da emeğin başına çökmüş halde suçüstü yakalanmışlardır. Sorumlular halen, devletin en tepesinden, sendika yönetiminden ve şirket sahibinden oluşan üçlü ve güçlü bir ekip ise, kim kimi soruşturacak ve hesap soracak bilinmez. Ancak kamuya açıklanan raporlar üzerinden olayı anlamaya ve anlatmaya çalışmanın bir vatandaşlık görevi olduğu açıktır.

Öncelikle, rödovans sisteminin anlamını açıklamakta yarar bulunmaktadır. Sözlükte “redevance” karşılığı “imtiyaz ücreti” olarak geçmektedir. Literatürde ise rödovans, maden ruhsat sahalarının hukuku uhdesinde kalmak kaydıyla hak sahibi tarafından sözleşme ile özel veya tüzel bir kişiye bir süre tahsis edilmesi durumunda maden ocağının işletilmesini üstlenen özel veya tüzel kişinin esas ruhsat sahibine (devlete) çıkardığı beher miktar maden için ödemeyi taahhüt ettiği meblağ olarak tanımlanmaktadır. Soma’da yaşanan acı gerçeğin göz önüne serdiği gibi, bu yöntemle özel sektörün işletmesine terk edilen kömür madenlerinde çağ dışı bir sömürü düzeninin kurulmasına kapı açılmıştır.

Konuya dışarıdan bakarak aydınlatmak isteyebilecekler için erişilmesi mümkün olan kamuya açık belgeler bulunmaktadır. Bunlar arasında, söz konusu madende geçerli toplu iş sözleşmesi, ilgili sendikanın internet sitesinde yer almadığı için mevcut olmasa da, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) 2010-2014 Stratejik Planı ve ayrıca aynı kurumun 2012 Kömür (Linyit) Sektör Raporu bulunmaktadır. TKİ’nin beş yıllık ve 2014 yılında sona eren hedeflerini içeren ilk belgede yer alan çarpıcı bir bulgu; “iş güvenliği” ifadesinin sadece dört kez, “arz güvenliği” teriminin ise on beş kez kullanılmış olmasıdır. Nedenini biraz araştırınca anlaşılmaktadır ki; raporda yer alan, TKİ’nin SWOT (Güçlü, Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler) analizinde, güçlü yönlerin içerisinde “iş güvenliği ve sağlığı kurallarına ciddi bir şekilde uyulması” saptaması yer almaktadır. Diğer bir ifadeyle devletin bir kurumu olan TKİ, 2010 yılından 2014 yılına kadar, kontrolü altındaki kömür madenlerinde “iş güvenliği ve sağlığı” konusunun bir sorun teşkil etmediğini veri olarak resmi raporunda kaydetmiş durumdadır. Hal böyle olunca da kurumun stratejik hedefleri belgede de öncelikli olarak yer aldığı üzere arz güvenliği yani üretim ve satış artışı, verimlilik yani maliyet tasarrufunu geliştirme üzerine kurulmuş bulunmaktadır.

TKİ’ye ilişkin bu temel bulgudan Soma Kömür Madenleri özeline gelindiğinde, ikinci belge olan 2012 Kömür (Linyit) Sektör Raporu bize bazı resmi ipuçları vermektedir. Buna göre, TKİ kurumu 2012 yılı satılabilir üretiminin en büyük kısmını %31,3 ile Soma’da gerçekleştirmiştir. Aynı şekilde kurum 2012 yılında gerçekleştirdiği satışların %30,7’sini Soma’dan yapmıştır. Nitekim 300’den fazla maden işçisinin katledildiği madenin işletmecisi Soma Holding’in yönetim kurulu başkanı ile Ocak 2013 tarihinde yapılan bir röportajda şirketin 5,5 milyon ton olan 2012 yılı kömür üretiminin 2013 yılında 7 milyon tona çıkarılmasının hedeflendiği  ifade edilmektedir, Bu hedef %27’lik bir üretim artışına karşılık gelmektedir. Şirketin internet sayfasında yer alan bilgiye göre, madeni 2005 yılında rödovans ile devralan işletme bu sözleşme kapsamında, yapılan büyük yeraltı hazırlıkları ve makine ekipman yatırımları ile 6 ay gibi kısa sürede kömür üretimi 2,5 kat artarak, aylık ortalama 150.000 ton, daha sonraki dönemde ise 250.000 ton seviyelerine çıkartmıştır. TKİ’nin stratejik hedefleriyle uyumlu bu üretim artışı ile iş güvenliği kaygısının paralel gitmediğinin acı ispatı bugün ortadadır.

Sonuç itibariyle Soma’da meydana gelen toplu cinayete yol açan sistemin başında bunun planlayıcısı, uygulayıcısı, madenin ruhsat sahibi ve çıkan kömürün başlıca alıcısı olarak, vahşi kapitalisti rödovans yoluyla iştahlandıran devletin yer aldığı iddiasını destekleyen bulgular yine devletin kendi resmi belgelerinde kayıtlı bulunmaktadır.

 
Toplam blog
: 129
: 1104
Kayıt tarihi
: 12.06.06
 
 

Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F mezunuyum. Yüksek Lisans diplomalarımı G.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü'nd..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara