Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
 

salih haluk reşat şentürk

http://blog.milliyet.com.tr/shr

21 Şubat '07

 
Kategori
Dostluk
 

Son sığınak 1

Son sığınak 1
 

Dün gazete alırken bir dergide bu başlığı okudum. Bir anda arkadaşlarım, yıllar boyu tanıdıklarım, halen görüştüklerim, hiç konuşmadıklarım, hiç aramadıklarım, hiç aramayanlar aklıma geliverdi. Bunca dert, sıkıntı arasında tek ve de son sığınak olacak arkadaşlarım….

Sonrasında ise; tam 27 yıl önce bir ekim ayında ilk kez tanıştığım arkadaşlarımla son 6 aydır tekrar yakaladığımız dostluk aklıma geldi. Yıllarca çeşitli hayat mücadeleleri, çocuk yetiştirme, işlerimizde ki ilerleme çabaları, dertler ve sorunlar derken hayat bizim önümüze geçivermiş. Sonra bir anda hayatımızın ikinci yarısına başladığımızın farkına varmış olduk. Mutsuz evlilikler bitmiş, yeni hayatlar kurulmuş, savaşlar bitmiş, herkes ne ve kim olduğunu öğrenmiş. İş hayatları bir düzene girmiş ve işte hayatın yeni dönemi denmeye başlamış.

Böyle bir ortamda tekrar bir araya geldik , “ Eski Dostlar “ ile….

Düşünüyorum da, gerçek bir sığınak olmaya başladık birbirimize, canım sıkıldığında arayacak ya da yanında olacak sözüne ve görüşlerine değer verdiğim arkadaşlarımın varlığı bana güç veriyor. Aynı duyguların onlarda da oluşmaya başladığını hissediyorum, yaşıyorum. Sanki birimizin derdi diğerlerini de derdi olmaya başladı, sevinçler de sevinçlerimiz…

Zamanın nasıl geçtiğini hiç birimiz anlamadık galiba, ta ki yolda çocuklar “Amca şu topu atar mısınız? ”diye sesleninceye yada “hadi oğlum kalk ta amcan otursun“ sözcükleri kulaklarımıza doluncaya kadar… Sonra saçlarda beyazlıklar, ruhta ve bedende yorgunluklar derken bazı kuşkular başladı hepimizde, yaşlanmaya mı başladık yoksa!

Artık sohbetler de aşk ve seyahatler yerine sağlık ve çocuklar konuşulur olmuş, her zaman gümbürdeyen müzik setlerinin seslerini kısar olmuşuz. Eskiden kızdığımız ”Bizim zamanımızda “ sözcüğünü kullanır olmuşuz. Eskiden hiç aklımıza gelmeyen “ölümden sonra hayat” ya da “İnsan ömrünü uzatan sırlar” gibi masallara kulak kabartır olmuşuz gizliden gizliye…

Bir an geliyor, ”daha ne gördük ne yaşadık ki” derken, efkârla “Buydu görüp yaşadığımız “diyiveriyoruz. Bazen umut bazen keder veriyor bundan sonraki yaşam… Ama işte yine o anda tek paylaşım yine “Eski Dostlar” ile oluyor. Her şey unutulup üniversite sıralarına dönüyoruz.

Bu güne kadar hayatla karşılıklı tanıştık galiba, bundan sonrası için karşılıklı oynamaya devam edeceğiz. Ve tüm yaşadıklarımızı beynimizdeki kara kutu kaydediyor. Gerçek kara kutunun aksine hiç kimsenin çözemeyeceği kara kutumuzda; hayat boyunca yaşadıklarımız, düşündüklerimiz, arzularımız, zaaflarımız, hatalarımız, iyiliklerimiz, kötülüklerimiz ve ayıplarımız dolu olacak… Bunların tamamını hiç kimse bilmeyecek, bizi her tanıyan bir bölümünü bilebilecek… Gerisi ise bizimle birlikte yok olup gidecek sırlar dünyasına… Geriye yalnızca hayat boyunca dostlarla yaşadıklarımız kalacak ve bunların güzel şeyler olması da hepimizin sanırım tek düşüncesi… Hayat güzelmiş, son sığınağımızdaki dostlarla daha da güzelleşiyor…..

24 Mart 2001

 
Toplam blog
: 136
: 750
Kayıt tarihi
: 18.02.07
 
 

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezuniyeti ve askerlik sonrasında başladığım iş hayatım aynı kuru..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara