Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '13

 
Kategori
Futbol
 

Soyunma odası başkanı: Aziz Yıldırım

Soyunma odası başkanı: Aziz Yıldırım
 

Yine bir "soyunma odası" vakası...


İlk değildi; son da olmayacak!!

"Sana o raporu yazdırmayacağım" diyen adamla, "Senin cezanı ben keseceğim" diyen adamı aynı kefeye koyarak savunma yapmaya çalışmak, ancak suçluluk psikolojisiyle yapılacak bir savunmadır. Bunun örneklerini şike sürecinde de gayet açık ve net bir şekilde (görmek isteyen herkes) gördü.

Herkes biliyor ki; "Sana o raporu yazdırmayacağım" diyen Terim; "Sana küfür etmeyeceğim, raporuna küfür etti diye yazamayacaksın" anlamında söyledi bu sözleri. Bu bir küfür müdür? Bana kalırsa evet; hukuk kurallarında hayır! Bu sözün daha geniş meali şudur: "İçimden sana ne küfürler ediyorum bilemezsin.. Ama dilime getirmem o sözleri; söylersem ceza alırım".. Kısaca fıkradaki "Anlarsın ya" muhabbeti.

Yazılı hukuk böyle bir şey. Küfürü apaçık söylemedikçe küfür etmiş olmuyorsunuz! Türkçemiz de malum; nereye çekersen oraya gider! Mecazda adamın yedi sülalesine küfredersin, ama iş hukuka gelince "küfretmedim, ailesinin sağlıklı olması için iyi dileklerimi ilettim" der, cezadan yırtarsın.. Örnek Terim..

İlk vukuatı değildi; son da olmadı. Ama akıllanmış besbelli.. Açık açık küfür etmiyor. Çünkü biliyor ki; apaçık tükürüğe "bilinmeyen bir sıvı" tanımı yapanlar, azcık küfür ifadesine de binbir türlü anlam yükleyebilirler!

Sadece "sportmenlik dışı hareketten" Terim'e ceza veren kurullar, aziz yıldırım için ne karar verecek? Hakem, gözlemci, temsilci bu sözlerden sonra (hepinizin cezasını ben vereceğim), raporlarına bu cümleleri iliştirmeyi göze alabilecekler mi? Yine bu kişilerin başına bir iş geldiğinde, "rakip taraftarlar bu işi yaptı, üzerimize oyunlar oynanıyor" diye savunma mı yapılacak yine?

Diğer maçlarda hakem raporları daha maçın gece yarısında servis edilirken; bu maçın raporlarının hala piyasaya çıkmamış olması bir tesadüf müdür sizce de? Bu kadar kör olabilir mi bir insan?

Daha dün Galatasaraya verilen "bedava" penaltının muhabbetini yapanlar bugün alel acele "demokratik hak"tan bahsediyorlar. Aynı demokratik hak nedense; bedava penaltıya rağmen sahadan galip ayrılan Gençlerbirliği'ne, kalecisinin sırtında bir futbolcu, ofsaytta başka bir futbolcuyla kalesinde gol gören Bursaspor'a "layık" görülmüyor.

Siz hakem olsanız, raporunuza "Ben federasyon falan dinlemem, alayınızın hakemliğini bitiririm. Hepinizin cezasını ben keseceğim" ifadesini arkanızdaki hangi güce güvenerek yazabilirsiniz? 3-5 kendini bilmezin bu sözlerle gaza gelerek evinizi kundaklamayacağı, ailenize, çoluk çocuğunuza zarar vermeyeceğinden nasıl emin olabilirsiniz bu toplumda, bu futbol ortamında?

"Seyirciyi küfür etmiyormuş gibi gösterip" de, soyunma odasında ağzına geleni sayan adamları baştacı etmekten utanmadık mı hala? Bu ister teknik direktör olsun, ister kulüp başkanı.. Bu şekilde mi yönetilsin istiyoruz futbol?

Oysa lafa gelince "Eskiden Fenerlisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı hep yanyana izlerdik maçları" teranesini hepimiz okumaya devam ediyoruz. Hangimiz samimiyiz Allah aşkına?

Sen Aziz Yıldırım'ı korursan, ben Fatih Terim'i korursam; medya işine geleni korursa.. Ne olur? Futbolcu o zaman yedek kulübesine de ana-avrat düz gider, rakibine de tükürür, hakeme de tükürür. Taraftar da takımına, dünyada eşi benzeri olmayan bir şekilde "Seyircisiz oynanan maçta, seyirci olaylarından" ceza aldırır.

Bu çok akıllı futbol yöneticileri de çıkarlar meydane, merdane merdane laflar ederler; "Rakip takım taraftarları" türünden.. Yersen!

Eeeee? Sonuç ne mi?

Türkiye :0   Romanya :1

Macaristan :3  Türkiye :1

Türkiye :0   Çek Cumhuriyeti  :2

Düşünün de çözün bakalım bu denklemi...

Bir memlekette namuslu insanlar en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça,o memleket için kurtuluş yoktur. (İ.İ.)

 
Toplam blog
: 93
: 585
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

Elektronik ve haberleşme mühendisiyim. Galatasaray taraftarı; evli; 1 erkek çocuk babasıyım. ..