Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '10

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Şu Bursalılar…

Şu Bursalılar…
 

Eşimle arada sırada bir otobüse atlayıp Bursa’ya gitmeyi severiz. Bandırma-Bursa yolculuğu çok keyiflidir. Bandırma-Karacabey arasında yeşil yeşil, kavun karpuz tarlaları görürsünüz. Mübarekler yılın altı yedi ayı hiç durmadan çevre insanlarını ve İstanbul’u kavuna karpuza ve her türlü sebzeye doyururular. Çok bitektir Karacabey ovası... Hemen hemen her şey yetişir. Karacabey’liler bu zenginliklerinin keyfini sürerler.

Bandırma –Karacabey arası aşağı yukarı 45 dakika sürer. Karacabey’de otobüs kısa bir duraklamadan, yolcu alış verişinden sonra Bursa’ya doğru yeşil ovalar arasından koşturmaya başlar ; Karacabey’in hemen çıkışında Çapraz çayıyla karşılaşırsınız. Marmara Denizine dökülür; çayı geçtikten on dakika sonra, aniden sağ yanınızda gördüğünüz güzel göl Uluabat yada diğer adıyla Apolyont gölüdür. Göl yönünde ilerlenecek olursa, göl içinde bir ada halinde olan Gölyazı köyüne gelirsiniz; burası Ağlayan Çınarıyla ünlüdür.

Orada durmadınız, Bursa yönünde ilerliyorsunuz, yol güzel, ilerliyorsunuz. Sağ sol cennet gibi... Bursa’ya yaklaştınız ; ilk önce sizi Görükle mevkiinde Bursa Uludağ Üniversitesinin ana yerleşkesi karşılar. İyi bir Tıp Fakültesi vardır. Bütün çevre illere hizmet eder. Yeni asfalt yoldan ilerleyerek artık Bursa Otogar’a girdiniz, Peronda bekleyen otobüslerden birine binerek, kentin merkezi olan Heykel’in yanına oldukça uzun sürebilecek bir yolculuktan sonra çıkabilirsiniz.

Heykelin yakınında otobüsten indikten sonra yapılacak en güzel şey, Setüstü’ne gidip, Nilüfer Çayı’nın bir kolu üzerinde kurulan Setbaşı-Hayal Bahçesi’nde bir çay içmektir. Yok onu istemiyorsanız; Kültür Parkı’na yada teleferikle Uludağ’a çıkabilirsiniz. Veya Bursa çarşılarını dolaşabilirsiniz.

Hey gidi Bursa... Cennet Bursa... Yeşil Bursa…

Türk Tarihinde , Coğrafyasında bir efsane gibisin. Gibisi fazla, tam anlamıyla bir efsane... İlk Osmanlı Başkenti, Osman Gazilerin, Orhan Gazilerin, burçlarında dolaştığı kent nihayette 1326 yılında Orhan Gazi tarafından teslim alındı; o tarihten beri bir Türk kenti olarak nice tarihi eserlere sahiplik yaptı; ne günler gördü, ne devirler yaşadı..

Kentler durmadan değişiyorlar. Adeta Belediyeler kentlerini süslemek için birbirleriyle yarış yapıyorlar. Bunda Bursalılar ne kadar başarılılar, onları ancak gelecekteki kuşaklar ödüllendirecekler. Bursa da yapılanlar gözleri kamaştırıyor; yollar yapılıyor, Metro gittikçe uzuyor , binalar binalar, binalar…korkunç boyutlarıyla kenti sarıyor. Ve çirkinleştiriyor.

O güzelim şeftaliler, kestaneler, meyvalar, sebzeler kenti , ovası... ucundan bucağından yenilerek yutuluyor... Güzelim bir kentin ve ovanın intiharını bütün Türkiye seyrediyor…

Ne desem şu Bursalılar’a .Güzelim kenti kendilerine zindan ediyorlar. Öylesine bir trafik, yanlış trafik, karmakarış yol, yanlış yol ağına düştüler ki; ne belediye, ne de halk bu beladan nasıl çıkacağını bilemiyor.

Eskiden, 20 yıl önce Bursa’ya otobüsle girdiğiniz zaman otobüs sizi eski garajlarda bırakırdı. Eski garajlar ise kentin merkezindeydi. Şimdi oraya “Kent Merkezi” diye bir AVM –Alışveriş merkezi açıldı. Ve otobüsler şimdi Yalova yolunda (anasının dininde!) kentin merkezinden bir saat uzalıkta bir yerde sizi bırakıyor.

Kenti enlemesine bir sürü metro ağları ördüler. Gidiyorsunuz, gidiyorsunuz, yine kentin içindesiniz. Aslında buralara bir çok da otobüs işliyor. Ters bir şey. Yanlış bir kentçilik anlayışı. Asıl metro yapılması gereken yer –hedef bugün kentin bir hayli dışında olan, günde binlerce yolcunun gelip gittiği büyük OTOGAR olmalıydı... Sorabilir miyim, neden otogara metro çalıştırılmıyor da, bir çok gereksiz, yere metroyu uzatıp duruyorlar. Oysa Otogar’ın bulunduğu Yalova yolu aynı zamanda, çeşitli fabrikaların yer aldığı bir yerdir. Buradan kente gelen giden binlerce yolcu, kalabalık otobüslerin ve pahalı çalışan taksicilerin insafına kalmıştır.

Bursa’da metro acilen OTOGAR’a uzatılmalıdır. Bunu yapmayan belediye ağır hatalıdır. Belediye, bazı şirketler tarafından yönlendirimemelidir, kararlarını bunların baskıları doğrultusunda almamalıdır.

Kentin içinden Batıdan doğuya doğru geçen Metro kenti adeta kenti ikiye bölmekte, kentin trafiğini felç etmektedir. Kentin trafiği Güney’den kuzeye doğru (Heykelden Otogar’a doğru çalışmıyor; tıkanıyor.. Yapılan yollar kenti bölmüştür; yukardan aşağıya doğru geçilecek geçitler azalmıştır. Büyük güçlükler vardır. İlerde bu yollar daha da tıkanacaktır.

Metronun öncelikle yapılması gereken ilk hedefi OTOGAR olmalıydı. Ne yazık ki otogar kentin çok uzağında kalmıştır, gelmesi gitmesi çok güçleşmiştir. Bursa’ya dışardan gelmek gitmek insanı hayatından bezdirmektedir.

Ben Bursalı değilim. Ama Bursa’ya her gelişimde , geldiğime geleceğime pişman oluyorum. Yollar insanı pişman ediyor. Yolları öylesine dolaştırıyorlar ki , aklınız almıyor. Hele Bandırma’ya giderken öylesine dönemeçler var ki, bunu niçin şurdan geçirip yolu 10 km daha uzatıyorlar , diye insanın kendi kendine sorduğu bir çok nokta var.

Bursa , aslında ulaşım açısından zavallı ama bunun farkında değil. Bursa, açıkça Türkiye’nin 4. Büyük kenti ; fakat diğer büyük kentlere, yurtdışına sadece karayolları ile bağlı. Ne demiryolu var; ne de Havayolu... Bunu ihtiyaç olarak görmüyorlar, ihtiyaçları var ama anlamıyorlar. Bazen , bir hatanın içinde yaşayanlar o hatanın farkında olmayabilirler. Durum böyle , Bursalılar, güzel bir kentin içindeler ama o kenti daha da güzelleştireceklerine, yanlış yol politikaları yüzünden, hayatı hem yaşayanlara hem de gelecek kuşaklara zehir edecekler.. bir akıllı çıkıp bu kenti mutlaka, hızlı metro (Veya hızlı tren ) ile Bandırma’ya bağlamalıdır. O zaman Bursalılar denize 1 saatte denize kavuşacaklardır. Büyük bir limana kavuşacaklardır. Bursa sanayisinin Bandırma gibi bir limana ihtiyacı vardır. Bir akıllı bu davaya sahip çıkmalıdır.
Bursa’nın doğru dürüst bir HAVALANI olmalıdır; mevcut havaalanı işletmeye açılmalı; yurdun dört bir yanına ve yurtdışına seferler başlatılmalıdır. Bursa ulaşım açısından bir kapalı kent halinde. İnsanlar bunu görmüyor mu? Ne trenle bağlantısı var ; ne de işlek bir havayolları ağı. Karayolları , büyük ulaşım işini çözümlemez.
Bursa’lı bir çok şeyde geç kaldılar. Ama en önemlisi; ulaşım konusunda yapılan yanlışlıklar hatalar ve eksikliklerdir. Bursalılar bunları görünüz ve gerekenlere gösteriniz.

Bursa’nın bir çok mesire yeri olabilir;ama buraları dışardan gelenler bilmiyor. Onlara yol gösterici levhalar koymak gerekir. Nerelerde müzeleri var... Nerelerde parkları... Ayılar nerede ? Ne yazık ki bu güzel kentlerimizi tanıtamıyoruz. Çirkin binalar arasında harcanıp gidiyorlar...

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..