su yolunda bir su testisi

İnce bir tılsım üzerinde köpük balonlar içindeyim. Toprağa bakıyorum, göğe kaldırıyorum saçlarımı, ayaklarım havada, her insan sesini duyumsamak istiyor yüreğim..Dudaklarım gülümserken yakalanıyorum ezan sesine..

Tinercilerde kesiyor, karda boğuyor, bir pavyon kapısında bıçaklanıyor, merkezde ruhuma, kışlada bedenime pusu kuruyor şerefsizler..Tekrar göğe salınıyor, toprağa düşüyor, en sadık yarime evime dönüyorum..

İnce bir çığ düşüyor gözlerime, yığılıp kalıyorum..Ben şimdi ne söylesem, ne düşünsem anlamsız bir tespih oluyorum olmayan Tanrıma..Yetkili mercii bulamadı dualarım, kesiliyor raconum..

Ben şimdi çamaşır makinesine atılmış bir çapıt..

Ben şimdi kelimelerini yutmuş bir şiir..

Ben şimdi gözlerini gidenlerine dikmiş bir kör..

Ben..boşver..

Fıçı fıçı pürelle yıkansa da temizlenemeyecek bir hayatta bu ben..

Aynada kendime gülümsüyorum, gözlerimi yıkarken..Densiz biri içeri girip "ne yapıyorsun" diyor..Hayat izi bulmaya çalışıyorum, benim olmayan bir şeyi çok başarılı oynadığım için de, gülücük yapıştıyorum sen gibilere hediyem olsun diye..diyemiyorum..Hayat bu işte..

Hayat voltajını bilmediğim aydınlıkta

Fırtınakuşu debelenmekte içimde..

Kuluçkadaki yumurtayken nasıl kırdılar birdenbire

Tüm sıcaklarım nasıl gitti..

Ve Ben cibilliyetime bakmadan

arıyorum kuluçka sıcaklığında "Başka başkaları"

Tanrıya bir zamanar "Nokta noktam" diye seslendiğim gibi, ismini bilmiyorum koltukaltında yaşamak istediğimin..

Kaç zamandır hiçbir yerdeyim, yerim yurdum Kaos..Kaybolmuş bir insanın çığrışlarıdır, bu bakışlarımdaki ıslık..Halbuki ne çok isterdim yol boyu çalabilmeyi o ıslığı..Bir yola, bir yolculuğa çıksam ama kilometre taşlarını saya saya..Nereye gideceğim!

Her gititğim yerin taşlarını ihanetinle örmeyecek miyim Tanrım!

"Allah intikam almak istediği kulunu, bir başka kulu vasıtasıyla cezalandırır. Ama Allahın ilmini bilmeyenler bunu kulun yaptığını sanır"*

* Ejder Kapanı filminin fragmanından..