Suriye'den AKP'ye ders gibi nota..!

New york'daki BM Güvenlik toplantısının başarısızlığa uğraması şüphesiz ki AKP'nin elini kolunu bağlamıştır.  Fransa'nın BM  dönem başkanı olması dolayısıyla çağrıda bulunduğu Güvenlik Konsey toplantısına katılmayan  ABD dışişleri bakanı Clinton'un oynadığı bu ikili oyun, en çok Davutoğlu'nu etkilemiştir. Umarım, uluslararası ilişkilerde "taraf" olmanın zararlarını kavramıştır.

BMGK Toplantısının ardından, Suriye'nin BM daimi temsilcisi Caferi'den sonra, Suriye Enformasyon Bakanı Ümran ez Zabi, başkent Şam'da düzenlediği basın toplantısında, sınırda tampon ya da güvenli bölge kurulması dahil tüm seçeneklerin masada olduğunu belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "meşruiyetini yitirdiğini" söyledi.

New York Times'ın haberine göre, Zabi, Suriye'nin tampon bölge için bir karış toprağını dahi açmayacağını belirterek, böyle bir müdahale girişimine karşı Suriye hava kuvvetlerinin misillemede bulunacağını ifade etti.

Suriyeli Bakan, AKP hükümetine ders verir şekilde, "Her kim ki ulusal egemenliğimize dokunur, ellerini keseriz" sözleriyle, herhangi bir müdahaleye karşı tepkisini net bir şekilde ortaya koyarken, Suriye'yi silahlı isyancılardan temizleyene kadar muhaliflerle müzakere masasına oturmayacaklarını da belirtti.

Suriye'de yaşananları “büyük bir komplo” olarak değerlendiren Zabi ayrıca, Türkiye'nin Suriyeli muhalifleri silahlandırdığına dair elinde güçlü kanıtlar olduğunu ileri sürdü. Suriye bunu uluslararası camiada ispatlayabilirse, Türkiye'nin bu tutumundan dolayı çok başı ağıracağı bir gerçektir. 

Suriye'nin yeni BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Cezayirli Lakhdar Brahimi'ye elinden gelen yardımı yapacağını ifade eden Zabi, “Annan'a da yardım ettik. Annan; Katar, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın Şam'a yönelik suçlamaları nedeniyle başarısız oldu” dedi.

Şam'dan izin almadan Suriye'ye giren yabancı gazetecileri de uyaran Zabi, "Yasa dışı yollardan giriş yapan bir muhabir iki hata yapıyor. Birincisi, kanunen kendini zora sokuyor. İkincisi, mesleğinin ötesine geçiyor" diye konuştu.

AKP yanlış politikasinin Güney sınırımızı yolgeçen hanına çevirmesine de güzel bir örnek olan Zabi'nin bu son sözleri bilmem Davutoğlu'na ulaşır mı?  Çünkü,  değil bir muhabirin izinsiz sınırı geçerek kanunları ihlâl etmesi, Davutoğlu neredeyse  güney sınırımızın tamamını bütün Orta Doğu kaçaklarına açmış bulunmaktadır. Öyle ki, elini kolunu sallayarak sınırlarımızdan geçen bu kaçaklar için  polise "karışmayın" emrini bile verebilmiştir.

Hataların boyumuzu aştığı Orta Doğu meselesinde gittikçe yalnızlaştığımızı görmek içimizi kanatıyor.  Kuzey Irak ve diğer Orta Doğu ülkelerinden ve hatta kendi başımıza  geçirilen çuvaldan hiç mi ders alamadık diye de hayıflanmaktan öte toplum olarak elimizden bir şey gelmiyor.

Hatay, Antakya, Antep, Urfa, Adana, Mersin ve gittikçe diğer şehirlerimize dağılan bu kimliği belirsiz insanları hükümetimizin nasıl kontrol altında tutacağı merakla beklenirken, halkımıza, kışkırtmalara alet olmaması için büyük sabır göstermek düşüyor. Zaten terör yüzünden  yıllarca Türk'ün sabrını deneyen  dış güçlerin bu oyununu da metanetli ve hoşgörülü halkımızın boşa çıkaracağına inancımız tamdır. Yeter ki, hükümetimiz de bu olaylardan ders çıkarmasını bilsin!...

Alaettin Morgül / 04.09.2012