- Kategori
- Siyaset
Şuyuu vukuundan beter

Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış. Belki yatsıya kadar da yanmıyor bazı zamanlar. Güneş, gerçekten balçıkla sıvanamıyor, sıvanamıyor ama mumun yandığı süre zarfında, birileri amacına ulaşmıyor ya da malı alıp kaçmıyor da değil hani. Olanlar, benim güzelim memleketime oluyor. Heba olan emeklere mi yanarsınız, beş kuruşunu çöpe atma lüksümüz olmayan paralara mı?
Eskiler, uyduruk bazı şayiaların çıkarılmasının, o şayiada sözü edilen olay veya olayların gerçekleşmesinden daha beter etki yapabileceğini anlatmak için “ şuyuu vukuundan beter” derlermiş. Hakkımızda bazı iftiraların, karalamaların yapılabileceği hatta bazı dostlarımızın, tanıdıklarımızın da bunlara inanmış olabileceğini düşünmek bile uykularımızı kaçırır bazen.
Rakip olarak gördüğünüz birisi için; O, kadınların başlarını açtıracakmış. – Kuranı ( Kuran kursu kastediliyor) yasaklayacakmış. Politik olarak karşısında olan insanlar için “ Onlar, üzüldükleri yere giderler” demiş. O, falancanın kuklası olurmuş, vb. onlarca yalan, iftira ve karalama örnekleri ortaya atabilirsiniz..
Görev yapabilecek, hizmet yapabilecek bilgi ve becerilerle donanamamış olanlardan iseniz sürdürürsünüz bu tür faaliyetlerinizi.
İnsanları birbirine düşürme, kurdu kurda nasıl kırdırırım hesabı içinde olanlar olabilir. Kulaklarını dikmiş bekliyordur böyleleri. Nereden, nasıl, kiminle vurabilirim, diye fırsat kolluyordur. Gece gündüz canla başla çalışan, hak ve özgürlükleri kullandırılmayan, hiçbir kurumda olmadığı kadar keyfi yönetilen, horlanan, hakaretlere maruz kalan, emeğinin karşılığını alamayan, yöneticilerce korunması, kollanması gerekirken ezilmeye çalışılan emekçilere; “ Bakın; sizler için, tembel, iş yapmıyorlar, kaytarıyorlar diye yazmışlar. Oysa ben sizden ve çalışmalarınızdan memnunum. Siz onları kafanıza takmayın, çalışmaya devam edin", anlamında asılsız sözlerle parsa toplamaya çalışanlar da olabilir. Bunu çocukça yazıya döküp altına sahte isim de yazabilirler. Bu tür insanlar geçici olarak da olsa çevresindeki bazı insanları kandırabilmiş, hatta o işten belli bir çıkar sağlamış da olabilir.
Kurumlar yalan, düzen, karalama, iftira, hile ve entrikalarla değil, hukuk kuralları içinde sağlanacak düzenlemelerle yönetilmeye çalışılmalıdır.
Politika, bazı idealler için yapılmalıdır. Toplumun refah düzeyinin yükselmesi, daha iyi hizmet alabilmesi, daha insanca yaşayabilmesi, sosyal yaşamının, eğitim ve bilimin yükselmesidir, esas olan, olması gereken. Bu idealler için kaybetmek de zafer sayılmalıdır.
İnsanı insan eden ahlak, özveri ve dürüstlüktür. Ahlaksız bir kazanç, insan olanı ömrü boyunca utandıracaktır. Ahlaksızca yöntemlerle ve dürüst olmayan biçimde, kazanıldığını zannettiklerimizin vicdan azabıyla bir ömür boyu sağlıklı, mutlu yaşayabilmek olası değildir.
Unutmayınız ki; “bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır”.