- Kategori
- Mizah
Taharet musluğu.

www.zamazing.org sitesinden alınmıştır
Misafirliğe gitmişsiniz ve bağırsaklarınız gıda tüketimlerinizi daha fazla içerde tutamayacaklarının sinyalini karın gurultusu ile size bildiriyor. Gurultudan bir sonraki sinyale gerek kalmaması için “Lavabo müsait mi?” diye soruyorsunuz ve esas hedefinizin lavabo değil de klozet olduğunu ev sahibine çaktırmadan kendinizi banyoya atıyorsunuz. Klozet ile buluştuğunuz ve ilk teslimatınızı yaptığınız an “oh be, hayat varmış” diyorsunuz. Elinizi şifona attığınızda şifonu çekmenizle beraber beklediğiniz floş sesinin gelmemesi ile beraber bir tedirginlik tüm bedeninizi kaplıyor. Acil durumda yapılması gerekenler listesi aklınıza geliyor ve ilk olarak çok sık arızalandığı için genelde kapalı tutulan rezervuar vanasını yokluyorsunuz.
Daha önce klozet arızaları ile o kadar uğraşmıştınız ki, artık klozet arızalarının kendi çapında uzmanı sayılırdınız. Kaldığınız evlerde metreküplerce su bu tarz arızalar yüzünden klozetlerde israf olmuştu. Özellikle klozet bölgesinde meydana gelen arızalar sayesinde birçok tesisatçının çatalını görme talihsizliğini de yaşamıştınız.
Rezervuar vanasının açık konumda olduğunu anlamanız ile hayal kırıklığınız 2 kat artıyor. Misafirliğe gittiğiniz evin sahibinin elinizi yıkamak için girdiğinizi sandığı banyoya doğru “Hay Allah, sular kesilmiş, istersen demlik ile su getireyim” seslenişi ile hayal kırkılığınız tavan yapıyor ve az önce sarf ettiğiniz “hayat varmış” sözü aklınıza geliyor.
Evde hanımın klozet kapağını kaldırmanız için defalarca yaptığı uyarılara uymamanızın hayat tarafından verilen bir cezasını yaşıyor gibi hissediyorsunuz. Kaldırmadığınız klozet kapağı için karınız size lanette bulunmuştu ve böyle bir konuda ancak böyle lanetlenebilirdiniz.
Daha önce birkaç kere restoranda veya alış veriş merkezinde su var zannederek hoyratça avucunuza sıktığınız sıvı sabun ile şap gibi kalmışlığınız vardı ama bu durum sıvı sabunlu el ile şap gibi kalma vakasından çok daha vahim bir durumdu.
Gözünüz hemen teslimatı bölge kanalizasyonuna gönderebilecek bir su birikintisi arıyor. Büyük bir ümit ile baktığınız vileda kovasının boş olması yaşadığınız talihsizliğe tuz biber ekiyor. Banyo penceresinden kendinizi apartman boşluğuna atarak kaçma veya intihar etme fikrinden kısa sürede vazgeçiyorsunuz. Demlik ile elinizi yıkamanız için su getirmeyi öneren ev sahibinden cesaretinizi toplayarak bir kova su istemeye karar veriyorsunuz. Daha birkaç dakika önce ev sahibi ile memleketi kurtaran bir insan olarak düştüğünüz durumu kabullenemiyorsunuz. Kendinizi resmen muhabbetin içine etmiş gibi hissediyorsunuz.
İngiltere’ye bir iş için gittiğinizde İngiliz kanalizasyonuna yaptığınız ilk teslimattan sonra elinizi klozetin yanına attığınızda taharet musluğu vanasını bulamamış ve bir anda ayağa kalkıp klozetin taharet musluğu olan bölgesinin dümdüz olduğunu görmeniz ile kendinizi İngiltere’de taharet musluğu olmayan tek defolu klozete oturan talihsiz Türk ilan etmiştiniz. Ziyaretiniz sırasında utana sakına sorduğunuz arkadaşlarınız oturduğunuz klozette herhangi bir defo olmadığını, taharet musluğunun İslami ülkelere has bir uygulama olduğunu size nazikçe izah etmişlerdi. O andan itibaren İngiltere gözünüzde taharet musluksuz bir ülke olarak belirmişti ve sokakta gördüğünüz İngilizlerin taharet musluğu olmadan yaptıkları temizliğin sizin temizlik anlayışınız ile bağdaşmasının mümkün olmadığına karar vermiştiniz. Sizin için taharetsiz bir hijyen asla tam sağlanmış bir hijyen olamazdı.
Bu arada mimar bir arkadaşınızın hararet musluğu diye telaffuz ettiği nesnenin gerçek adının taharet musluğu olduğunu Üniversitedeki malzeme bilgisi dersinde öğrendiğini söylediğinde de ne çok gülmüştünüz.
Aynı arkadaşınızın başka bir arkadaşı (anlatıcı olayı anlatırken arkadaşımın arkadaşının arkadaşı diyerek olayı kendinden uzak tutuyorsa, olayı kendisinin yaşamış olma ihtimali çok yüksektir) sevgilisi tarafından terk edildiği gün alkol tüketen her talihsiz genç gibi, günü klozetin yanında mideyi ağızdan boşaltma nöbeti ile bitirmişti. Talihsiz genç alkolün etkisi ile tüm hijyen kurallarını ihlal ederek ağzını taharet musluğundan gelen su ile temizlemişti. Arkadaşınız bu olayı anlattığında çok gülmüştünüz. (terk eden sevgili adama taharet musluğundan gelen su ile ağzını bile temizletebilir)
Taharet ile ilgili anılarınız aklınızdan bir film şeridi gibi geçtikten sonra kova ile teslimatın gönderilmesi, az sulu ortamda hijyen sağlanması ve banyonun terk edilmesi yaklaşık 20 dakika sürüyor. Demlik ile su getirmeyi öneren ve kova ile su getirmek durumunda bıraktığınız ev sahibi ile tüm bu yaşanmışlıkların ardından “ee canım ne diyorduk, evet Ergenekon…” diye cümleye başlamak hiç içinizden gelmiyor. Müsaade istiyorsunuz ve kısa süre önce apartman boşluğundan terk etmeyi düşündüğünüz evi normal insanlar gibi giriş kapısından terk ediyorsunuz. Refleks olarak ayrılırken ev sahibinin elini sıkmak istiyorsunuz ama ev sahibi “hayatım ellerim yağlı” diyerek elinizi hava boşluğunda asılı bırakıyor.
Akşam eve döndüğünüzde ilk olarak karınızdan klozetin kapağını kaldırmadan küçük tuvaletinizi yaptığınız anlar için özür diliyorsunuz. Karınız ne olduğunu öğrenmek istiyor ama siz kesinlikle yaşadıklarınızdan bahsetmiyorsunuz. Akşam yemeğinde uzun uzadıya memleketin su politikası ve barajlardaki su seviyesi konusunda ahkam kesiyorsunuz. Her zamanki gibi memleketi kurtarmaya devam ediyorsunuz.