Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Ağustos '10

 
Kategori
Futbol
 

Takımlarımız Avrupa Liginden nasıl elendi?

Takımlarımız Avrupa Liginden nasıl elendi?
 

Memleketin dört bir yanını saran cemaatler, ülkeyi her gün daha bir karanlığa doğru sürüklüyorlar.

Kurumlara bakıyorsunuz, bir bir ele geçmiş, kimse bu konuya dil uzatamıyor. Dil uzatanların anında iflahı kesiliyor!

8 yıldan beri iktidarda olan, ancak bir türlü muktedir olamayan AKP, tüm kurumların yönetimini cemaatlere bıraktı. Kendileri ortada dolaşıp, ülkeyi yönetir gibi yaparak, yandaşların kesesini doldurmakla meşguller.

Ülkenin kurumlarına bir bakalım. Türk Silahlı Kuvvetleri: Genellikle üst rütbedeki cemaatçi subaylar, ordunun içinden çıkardıkları belgelere, belli bir merkezde eklemeler yapılarak, tüm ordunun darbeci olduğu, terör örgütü üyesi olduğu tabana yayılmaya çalışılıyor. Terfi zamanı gelince de bir savcı ortaya çıkıp, terfi etmesi gereken subayları ya adliyeye çağırıyor, ya da haklarında yakalama kararı vererek, terfi dönemi geçtikten sonra yakalama kararını iptal edilebiliyor. Atilla KART’ın kamuoyuna açıkladığı, 27 Nisan e-Muhtırasından sonra zamanın Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile Başbakan’ın görüşmesinden sonra, ordunun yardımıyla CHP’nin daha rahat dinlendiğini söylemesi gerçekten çok acı!

Emniyet Teşkilatı: Ora zaten yıllardan beri cemaatin elinde! Cemaatten olmayan hiçbir Emniyet Müdürü, müstakil EmniyetMmüdürlüğüne getirilmiyor. Hiçbir Emniyet Müdürü önemli görevlere getirilmiyor. Bu konuda fazla söze gerek yok! Düne kadar Eskişehir Emniyet Müdürü olan (Dün itibarıyla merkeze alındı) Hanefi Avcı’nın yazdığı kitap her şeyi gözler önüne seriyor.

Üniversiteler: Önce YÖK ele geçirildi. Sonra Cumhurbaşkanının yeni kurulan üniversitelere atadığı rektörler ve sonra üniversite öğretim üyeleri tarafından seçilen rektör adaylarına; ne YÖK, ne de Cumhurbaşkanı itibar etmedi. Kendi kafalarına yakın olanları seçtiler.

Cemaatlerin en son el attıkları konu SPOR! Öncelikli olarak Futbol Federasyonunu ele geçirdiler. Sonra sporun diğer dallarını! O nedenle bireysel başarıdan öte geçilemedi. En son örneği Futbol Federasyonu! Futbolumuzun geldiği noktayı hep birlikte ibretle izliyoruz…

Futbolumuza şöyle bir bakalım; Galatasaray UEFA kupası ve Süper Kupayı kazandı. Kendi çapında marka oldu. Fenerbahçe şampiyonlar liginde çeyrek final oynadı ve son dakikalarda kalecinin uzayarak tokatladığı top yüzünden ilk dörde kalamadı. Beşiktaş, Gençlerbirliği, Denizlispor UEFA’de çeyrek final ve yarı final oynayan ekiplerimiz. Ne zaman? Bundan sekiz-dokuz yıl önce!

Futbol takımlarımızın yayın gelirleri dâhil, çeşitli firmalardan gelen sponsorluk gelirleriyle gelirleri öylesine arttı ki, bu gelirlerin nereye, kime, nasıl harcandığı belli değil. Bunu soruşturan bir kurum yok. Herkes futbolun getirisinden nemalanmaya çalışıyor. Bunca gelire rağmen futbol kulüplerimiz, nasıl takip ettikleri, kimin önerdiği belli olmayan oyunculara milyon dolarları saçıyorlar. Sonra getirip kıyıda kenarda oturtuyorlar. İşte Fenerbahçe, İşte Galatasaray, İşte Trabzonspor, İşte Beşiktaş…

Geçen yıl Futbolun içindeki katakulliyi bilmeyen var mı? Bursaspor’un nasıl şampiyon yapıldığını herkes gördü! Oynamadan maç kazanmalar, verilmeyen penaltılar, ceza sahası dışında faul bile olmayan olayların nasıl ceza sahası içine çekilerek penaltıların verildiğini hep birlikte izledik.

Böylesine katakullilerin döndüğü bir futbol arenasında, takımlarımızın Avrupa sahalarında başarılı olması beklenebilir mi? İşte Trabzon; kendi sahasında 2-1 yenilerek elendi. Galatasaray 90. dakikada attığı golle turu geçti derken, +94 de 10 kişilik takımdan yediği bir golle elendi. Ya Fenerbahçe; Yunanistan’ın sıradan bir takımına, kendi sahasında uzatma dakikalarında yediği bir golle 1-1 berabere kalarak elendi. Geriye kala kala Bursaspor ve Beşiktaş kaldı. Bursaspor daha maç oynamadı. Şampiyonlar liginde çektiği kura ile C grubunda mücadele edecek. Rakipleri Manchester United Valencia ve Glasgow Rangers! Bu takımların içinden Bursaspor’un yenebileceği veya puan alabileceği bir takım var mı? Umutlar kaldı Beşiktaş’a…

İşte Futbol federasyonundaki cemaatleşmenin sonucunda gelinen nokta! Başarı ikinci planda! Öncelik cemaate faydalı olmak! Hanefi Avcı’nın dediği gibi tam bir Simon örneği! Büyük takımlarımızı idare edenler kıyısından köşesinde cemaate tutunup, hem kendi işlerini yürütüyor, hem de kendi reklâmlarını sonuna kadar yapıyorlar.

Bence önceliği altyapıya verip, sahada yüreği ile oynayacak gençler yetiştirmeliyiz. Dışarıdan gelenleri hep birlikte izliyoruz. Hele biraz zoru gördüler mi, hemen sakata yatıyorlar. Örnek mi? İşte Guiza! Büyük maçların küçük futbolcusu, küçük maçların büyük yıldızı Alex! Üstelik bir de kaptan!

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara