Talihsizlik

Eğer insanın başına bir talihsizlik gelirse, gereken tavrı alır ve kaderin bunu size bir talihsizlik gibi yaşatmasına yardımcı olursunuz...

Mutsuzluk; eğitir...

Dünyaya gelmiş olmak en büyük talihtir ve sağlıklı olmak dışında bir talih tanımamak, en değerli taşlardan, tüm güzel halılardan ve çiceklerden, saraylardan, mucizlerden daha göz alıcı ve daha parlak bir talihtir.

İnsan, bu çıplak, diri, hareketli, ılık bedeni dünyadaki hayata taşıdığı bu bedeni bir zenginlik olarak görmeye eğilimli ise, gerçekten ozaman bu ihtişam ve talih bolluğunun yanına bir tür karşı ağırlık eklenmelidir. Talihsizlik!

Talihsizlik kabımızdan taşmamızı engeller, bize bir RUH armağan eder. Ruh ve beden birbirine karışarak iç içe geçerek birlikte soluk aldıkları sürece ses veren, o güzel tınıyı işitmemiz için kulaklarımızı eğitir. Ve ruh aramızda sağlam bir varlık kazanır. Öyle ki, istersek tüm bedenimizi bir ruh gibi hissederiz. Bacağı zıplayan, kolu taşıyan, kulağı dinleyen, ayakları kibarca yürüyen ve ağzı öpen bir ruh gibi hissederiz. Asıl aşkı mutsuzluk öğretir bize, çünkü insanın birazcık da olsa mutsuz olmadan sevdiği nerede görülmüş? Rüyalarda gerçekliktekinden de daha güzeldir, çünkü rüya görürken talihsizliğin şehvetini ve büyüleyici iyiliğini ansızın anlarız. Onun dışındaysa çoğu zaman sıkıntı verir. Daha çok şey söylenebilir bu konuda ama sonunda yorgun düşüyor insan....

Kendime kurallar koyarım ve genel olarak hayallerin ve ideallarin cazibesine kapılmam. İnsanlara farklı bakmak öğrenilmediği için genellikle çok az insan hisli ve tefekküre yatkın olduğu kabul ediliyor. Ben karşımdakinin kim olduğunu en kısa yoldan görmek için her insanla cüretkar, teklifsiz bir konuşma yapmayı kendime bir görev bilirim.

Artık onu daha çok düşüneceğim...

Çünkü onunki gaddar bir talihsizlik!