- Kategori
- Sosyoloji
Tanıdığım Türk dahiler
Dahi ile herhangi bir bilim, sanat veya düşün dalında, potansiyel olarak on binde bir yetenek gösterenleri kastediyorum.
İlkokul ve lise arkadaşım olan 1 tanesi, 1980’de cami çıkışı öldürüldü.
1 kadın modern dansçı katatoniye tosladığı için, evlendi ve çocuk sahibi oldu.
1 karikatürist Gırgır’ın ilk 10 çizeri arasındayken, yanlış kemoterapi ile zihin çökmesine uğradı. Halen canlı zihin cesedi olarak yaşıyor.
2 erkek modern dansçı mühendisliği bırakıp profesyonel dansçı oldu ve uluslararası başarı gösterdi.
Çizgifilm becerili 1 tanesi, bu alan Türkiye’de ilgi çekmediği için, çocuk kitapları yazarı ve yayıncısı oldu.
CERN’de çalışan 1 kadın fizikçi bilimi bıraktı ve güzelyazın yazarı oldu.
Hem bilimde, hem sanatta başarı gösteren akademisyen 1 kadın, ayırtsızlık yüzünden eser vermiyor.
Çok başarılı 1 kadın dansçı, çocuk yaptı, akademisyen oldu, akademik metin de üretmiyor durumda.
Kadın 1 genetikçi, şansı yaver giderse, Nobel ödülü alacak olan bir ekibin içinde, yurtdışında çalışıyor.
Üstün zeka tanımı koyulan biri, bisiklet sporunu takıntı durumunda yaşıyor ve bu nedenle ölümcül bir kaza geçirmiş.
Türkiye cimnastik ulusal takımında küçük yaşta yer almış 1 kadın, jimnastiği ve modern dansı bırakıp aile kurdu.
Bir anket yaptığım 40 dahiden 15’i CERN’i duymamıştı.
Seramik eser yapma konusunda inanılmaz bir yeteneği ortaya çıkan 1’i, bu yeteniğini yok saydı ve eski otomobil alım satımcısı oldu.
2 alternatif müzikçi / besteci, yurtdışında kayboldu gitti. Müziği sürdürdükleri biliniyor.
2 müzisyenden 1’i müziği bıraktı, akademisyen oldu. Diğeri akademisyen olup, yeniden müziğe geri döndü.
Balerin olma adayı 1’i, ailesinin zoruyla işletme okudu ve mesleğini yaptı, yıllar sonra oyuncu oldu.
3’ü de BÜ öğrencisi olmuş Nuri Bilge Ceylan’ı, Derviş Zaim’i ve Reha Erdem’i yönetmen saymıyorum. Tabii ondan önce dahi saymıyorum.
1 tanesi kuvözleri Türkiye koşullarında çok daha ucuza üretti ve bu alanda başarılı oldu.
1’i batan bankalardan birinin başındaydı.
Bu liste, kendi kuşağım için on binde bire denk gelen 70 kişiye doğru gidiyor.
Dahilerin toplum tarafından aşırı (solculardan beter) cezalandırıldığını gördüm. Bir psikiyatrist onlarda yüksek intihar eğilimi olduğunu söyledi ama ben öyle gözlemedim.
Tanıdığım marjinallerin ve ayralların tamamına yakını dahi değildi. Dahilerin de çok azı ayraldı.
Sonuç: 1965-2010 arasında Türkiye, doğrudan gözleyebildiğim 1950-1995 doğumlu dahilerin neredeyse tümünü harcadı ve beyinlerini yok etti.