- Kategori
- Güncel
Tarım ve Türkiye İstatistik Yalanları ve Eti Budu Saklanan Gerçekler I
Türkiye’de bir haberde ya da bilgilendirme toplantısında yapılan en büyük hata gerçekleri net olarak belirlememek ve söylememektir. Gıda ve tarım konusunda TV ya da gazetelerde her gün mutlaka bir iki haber çıkar.
-İthal et yerli üreticiyi bitirdi
-Rusya’ya domates satamadık
-Saman ithal ettik
-Nohut’u Kanada’dan aldık
-yağ ithal ettik
-pamuk ithal ettik
-simitin susamı Sudan’dan buğdayı Rusya’dan.
-muz dersen, zaten ithal
Bugün en son gördüğüm haber ise Mantı da ithal etmeye başlamışız.
Toplum sürekli olarak rakamlar kullanılarak yanlış yönlendiriliyor ve yanlış bilgilendiriliyor.
Tarım konusu iyi bildiğim bir konu ve bu konuda bilgi verebilirim.
Örneğin tarım konusundaki en büyük yalan kendi kendine yeten 7 Ülkeden biriyiz.
Tarım konusunda kendi kendine yeten ülke tarım ürünü ithal etmez, bazı kalemlerde ithalat yapıyorsa bile (ülkemizde yetişmeyen ürünlerde), ihraç ettiğimiz tarımsal ürün değerleri yüksekse sıkıntı yoktur. Yoksa ithal ediyorsak kendi kendimize yetmiyoruz demektir.
Tarımda ve birçok sektörde alttan itibaren üste doğru veriler toplanır, toplanır ve en son olarak da ilgili bakanlıklar, ellerine gelen rakamsal verilere açıklama yaparlar. Rakamlara ve açıklamalara bakılırsa herşey süper, üretim artmış, ithalat artmış, istihdam artmıştır.
Fakat gerçekler öyle değildir.
Rakamlar üzerinde en alt kademeden itibaren düzgün ve net bilgi verilmemiştir. Eğer net bilgi verilirse tarım için konuşursak tarım sistemimizin çöktüğü ve üretmekten ziyade ithalat üzerine bir sistemin hakim olduğu gerçeği ile karşı kaşıya kalırız. Birkaç basit örnek;
-Tarımda maliyetler o kadar yüksektir ki çiftçi asla kendisi ve ailesinin çalıştığı ve emeğini maliyet olarak yazmaz.
-Tarımda işler o kadar kötüdür ki üretici başka yapacak bir işi olmadığı için zararına da olsa her yıl bir şeyler ekebilmek için çabalar
-Tarımda, örneğin 1 kg çiğ sütün fiyatı 1 kg besi yemi ya da süt yeminden düşüktür ve üretici elde ettiği her 1 kg başına 1 kg yem kullanır. Kârı sadece satabildiği buzağıdır, gerisi zarardır.
-Bir ülke düşünün ki buğday rekoltesinin yüksek olduğu (rekolte dediğimiz verimin ve üretimin yüksek olduğu) bir yılda buğday alım fiyatlarını düşürür, buna rağmen yüksek fiyatla buğday ithal ederiz.
-Buğday rekoltesi yüksek olmuş ama verimi artıran çeşitten elde edilen saman miktarı az olduğu için yine ve yeniden saman ithal ediyoruz.
-Büyük baş hayvancılık kabusudur yetiştiricinin. Bir etlik yetiştiriciliğe uygun buzağıyı 1 yol boyunca sadece büyümesi için beslersin. 1 yıldan sonra ise dana olur ve kilo almaya başlar, verdiğin her kg yem başına her gün o kadar kilo alır. Yaklaşık 2 yılın sonunda satışa aşamasına gelir. 24 ay bir danayı beslersin tam para kazanacağın zaman, haber kanallarında iki satır yazı geçer “İthal ette vergi %130’den %5-10’a düştü. Geçmiş olsun minimum 50-100 danayı 2 yıldır gece gündüz çocuk bakar gibi beslersin ama tam satacakken et fiyatları düşer (tüketicide asla düşmez ama üretici de düşer) ve oturup ağlarsın.
Yazının devamı ve çözümler var.