Tasarlanmış insanlar ve toplumlar

Giderek tek tip insanlara dönüşüyoruz farkında mısınız.? Bakın etrafınıza, ayrıntılara biraz dikkat ederseniz eğer, inanın gördüklerinize ve algıladıklarınıza siz de şaşıracaksınız. Çeşitlilik kandırmacası ile nasıl tek tip insanlara dönüştüğümüzü ve sıradan hayatlarımız olduğunu hayretle farkedeceksiniz.

Gri metalik arabalar, neredeyse giyim kuşamları, hatta saç modelleri birbirinin aynı insanlar. Herkesin elinde birer cep telefonu; konuşmalar, mesajlar, çağrılar havada uçuşuyor. Ekonomik gücü olsun olmasın, en az 3-4 kredi kartı sahibi insanların oluk oluk aktığı gallerialar, süpermarketler, cafeler, sinemalar vs. Doymak bilmeyen bir tüketim çılgınlığı ardından, ödenemeyen faturaların bunalttığı yorgun ve yılgın insanlar. Bu çarkı döndürebilmek için, sabahın köründe işe yetişme telaşında, otobüslere, dolmuşlara, vapurlara, metrolara koşturan, genç yaşlı her kesimden ve kültürden, ama çoklukla gülmeyi unutmuş, asık suratlı insanlar; bir kahkaha sesi duyduklarında ürküntü ve şaşkınlıkla dönüp bakan insanlar.

Günün ilerleyen saatlerinde, emekli maaşı, elektrik-su, telefon ödemeleri için kuyruklarda bekleşen çileli insanlar. Hastane koridorlarında ömür tüketenleri hatırlamak ise daha bir tedirgin ediyor insanı. Öğle saatlerini artık simit ve çayla geçiştirmekte bile zorlanan, akşam evdeki çorbanın, sevdikleri ile soba başı sohbetiyle ertesi güne moral ve yaşama gücü depolamayı düşleyen insanlar.

Aynı saatlerde, evde kalan veya kalmak zorunda olan eşler, çocuklar, yaşlılar; televizyon karşısında bitmek tükenmek bilmeyen, kimseye de bir şey kazandırmayan kadın-magazin, yarışma ve spor programlarını izlemekten birer maden işçisi kadar yorgun düşen insanlar.

Arkadaşlıklar, dostluklar dillerde unutulmuş eski bir şarkı gibi, herkes birbirinden kaçıyor sanki. Kimsenin dert dinleyecek sabrı ve gücü kalmamış. Tesadüfi karşılaşmalarda usulden hatır sormalar, yaşamdan şikayetler ve "görüşelim" büyük yalanı ile hızla uzaklaşmalar!

Yarın,, yeni bir güne uyandıklarında aynı şeyleri yapmaya, "mevzularını" yaşamaya koşullanmış insanlar.

Ve diğerleri; bu çizginin dışında kalan ama aynı gökyüzü altında aynı havayı soluyan, yaşamları daha kolay, daha sorunsuz gibi görünen iyi gelir sahibi, varlıkllı insanlar. Farklı, daha güvenli hayatları olduğunu sanan ve fakat, belki de kendi yaşamlarının da tasarlanmış olduğunu bilmeden yaşayanlar!

Bugün böyle, peki yarın, ertesi gün nasıl hayatlarımız olacak bilen var mı.? Daha önemlisi bütün bunları insanlar ve toplumlar için tasarlayanlar kim, neredeler...?