- Kategori
- Şiir
Taşlamalar 8 : Göç destanı

Göç düzdük kamyon tuttuk üzerine kurulduk
İki dana, üç koyun dizim dizim dizildik
Evimiz kaldı geri, oldu artık bakla tarlası
Yollarda bütün evladı ayal kasaya büzüldük.
Toprak ne yazık 15 nüfusu beslemiyor
Devlet üç çocuktan az yapmayın diyor
Allah ne verdiyse, biz de yapıp yarattık
Bizim avrat yediğini hiç gizlemiyor
Çocuklar 11 mi 12 mi, sayısını unuttum
Hepsini adını say desen, dilimi yuttum
Karanlık bir göz evde, hayat mı buldum
Bundan böyle İstanbul yolumdur, tuttum.
İstanbul’un taşı toprağı altın
Ben olsam bütün altını oyardım
Kimbilir içinden neler çıkardı
Altından sahanlara çiçek koyardım.
Bizim oğlanlar hep adam olacak
Kimisi okuyacak, kimi iş bulacak
Bütün sokaklar bizim olacak
Bakalım elimizden kim kurtulacak?
Vatanı bırakıp gitmek kolay mı
Eşi dostu unutmak kolay mı
Sanki toprak kör, eller sağır oldu
Baba yurdunu bırakmak kolay mı?
Keşke bize de bir tezgah olaydı
Çoluk çocuk bir güzel okuyaydı
Adam olmak ne olmuş görün
Keşke ilimizde uran kurulaydı.
Aşık dal uzun kafileye bakar
Gözlerinden kanlı yaşlar akar
Yurt dağıldı, yuva dağıldı
Bu göç ey millet nereye sığar?