- Kategori
- Ekonomi - Finans
Teğet ve krizin faydaları-14 (Meclisin sağlık harcamaları)

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK!
Her türlü emeklinin sağlık giderlerine kafayı takan iktidar, önce emsal ilaç uygulamasında yüzde 22ye kadar pahalı olan ilaçları alabilecekleri yönünde tebliğ yayınlamış, Doktorun yazdığı ilacın, emsali vatandaşa verilmişti. Yani en düşük fiyatla satılan emsal ilaçta, en fazla yüzde 22 pahalı olan emsal ilaç verilebiliyordu. Şimdi bu uygulamayı, bütçe açığı bahane edilerek yüzde 15 e çektiler. Yani en düşük fiyatlı emsal ilacın, yüzde 15 pahalısı verilebilecek.
Şöyle bir düşünün; Bağ-Kur ve SSK emeklisine yılın ikinci yarısı için ön görülen maaş artışı, yüzde 1.83, bunun karşılığı olarak da Bağ-Kur emeklisi aylık 5 TL, SSK emeklisi aylık olarak 11TL maaş zammı aldı.
Bu arada, sağlık harcamalarına atılan tırpan, bu olayların dışında!
Normal çalışanlar ve Emekli Sandığından emekli maaşı alanlar ise yüzde 4.2 maaş zammı alacaklar. Veya aldılar. Aynı tırpanı onların sağlık harcaması da gördü.
Bu arada milyonlarca emeklinin sağlık harcamasını nasıl kısarım diye düşünen iktidar, kendilerinin de içinde bulunduğu seçkinler için böyle bir kısıtlamaya gerek duymuyorlar.
TBMM, 1 Ekim 2008 ile 15 Haziran 2009 tarihleri arasındaki yaklaşık 8 aylık dönemde, toplam 12 bin 542 kişiye sağlık hizmeti verip, tedavi gideri olarak da 50 milyon lirayı aşkın harcama yapmasını görmezlikten geliyorlar.
TBMM’nin Faaliyet Raporu’na göre, Muhasebe Müdürlüğü, tedavi gideri olarak en fazla harcamayı toplam 34 milyon 241 bin 384 lirayla eski milletvekilleri, dul ve yetimlerine yapmış. Personel ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavi giderleri için de 9 milyon 776 bin 153 lira harcayan Meclis, mevcut milletvekilleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavi giderleri için ise, 4 milyon 756 bin 173 lira ödemiş.
Şimdi merak edilen konu; TBMM üyelerinin sağlık giderlerinde emsal ilaç uygulaması yapılıyor mu, yapılmıyor mu?
Sosyal devlet olmayı, seçimlerden önce halka kalitesiz kömür, kalitesiz gıda maddesi, beyaz eşya, çek-yat dağıtmak sanan iktidar, geçen yıla göre 13 kat daha fazla açık veren bütçeyi yamamak için, elini yine garibanın cebine attı. Eller sadece cebe girmekle kalmadı. Sağlık giderlerine kadar uzandı.
Oysa öylesine tasarruf edilecek yerler ve konular var ki…
Tasarruf edilecek konu ve yerleri örneklerle açıklayacak olursak;
Çankaya’daki Pembe köşk dururken, Dışişleri Konutunu işgal eden Cumhurbaşkanı, yeni Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na Kayserili bir işadamına ait olduğu öne sürülen ve aylık kirasının 20.000$ olduğu belirtilen villanın kiralandığı, kira giderlerinin Cumhurbaşkanlığı Makamına ait olduğu bilgisi basına yansıdı. Buradan yıllık 240 bin Dolar tasarruf edilebilirdi.
Bir diğer tasarruf tedbiri alınacak konu. Devlet erkânını oradan oraya taşıyacak iki tane uçak varken 61 milyon Dolar verilerek alınan üçüncü bir uçağın, nerelerde kullanıldığını biliyor musunuz? AKP kongrelerine giden Başbakan tarafından kullanılıyor. Diğer iki uçak mı? Onlar kendilerine binecek(!) bir yetkili ve etkili kişiyi bekliyor! Buradan edilecek tasarruf, uçağın pilotuna ödenen maaştan tutun, uçağın yakıt ve diğer bakım giderlerinide katarsanız, kaba taslak yüz milyon TL tasarruf hiçten bile değil!
Ülkede işsizlik rekor üstüne rekor kırarken, içki fabrikalarına fason üretim yapan küçük işletmelere yasak getirilip, bir sürü insanın işsiz kalması sağlanıyor.
Son dönemlerde illerde iktidarın temsilcisi gibi davranan valiler, birkaç tane makam araçları olmasına rağmen, yeni yeni modern(!) makam araçları edinmekte bir sakınca görmüyorlar. Tasarruf hak getire!
Yıllardan beri uygulanan tasarruf tedbirlerine bir bakıldığında; emeklinin sağlık harcaması, maaş artışlarındaki kısıntılar, Polisin altındaki devriye arabalarına verilen benzinin kısılması, memurlara verilen geçici yollukların ödenmemesi veya geç ödenmesi, şimdilik aklıma bunlar geliyor…
Oysa yayınlanacak bir tasarruf genelgesiyle, başta iktidarın kendisi ve tüm kurumların uyması sıkı bir şekilde denetlenir. Bütçedeki açığa bir yama(!) vurulur. Burada amaç “Üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?” pek anlaşılmıyor.
Vatandaşa geldi mi tasarruf tedbiri, kendine geldi mi savurganlığın dik alası! Sosyal bir hukuk devleti olarak vergiyi tabana yaymak için en kolay vergi alma yolunu seçerek, dolaylı yollardan vatandaşın cebine elini at! Sonra da yarattığın ekonomik mucize(!) ile övün!
Oh ne güzel memleket!