Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tekbir aynı.. Ya amaç?

Tekbir aynı.. Ya amaç?
 

Sevgili Serap ince, arife günü kaleme aldığı yazısında (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=81791) Metin Altıok’un aramızdan ayrılışından 51 gün önce kaleme aldığı bir yazıyı ve ‘Sivas Katliamı’nda kurban edilen 33 aydın insanı anımsattı bizlere; 2007 Kurban Bayramı ilk akşamında… Kimileri için hiçbir şey ifade etmeyen o yazı, birçok okurun olduğu gibi benim de yürek telimi titretti…

Yorum yazmalıydım bu güzel yazıya. Sıvadım kolları ve döktüm yüreğimi çalışma masası üzerine yazdım, yazdım, yazdım…

Baktım ki yetmiyor yorum penceresi, yazdıklarıma, buraya taşımaya karar verdim. Sevgili İnce’ye sunuyorum bu yazdıklarımı, kabulü arzımdır…

***

Minicik sevgi dolu yürekler vardı bugün İslam coğrafyasının bir çok noktasında. Bu sevgi dolu bir çok yürekten birine tanık oldum bu sabah.

Bu sabah, kar serpiştirmesi vardı İstanbul’da… Ve gözlerinde yaşlar ile çığlık atan çocuklar.

“ Baba kesme ne oluuurrr”

***

2 Temmuz 1993’te Çığlıklar vardı Sivas’ta. 10 binlerce insan alkol almadan da sarhoş olunabileceğini gösterdiler dünyaya. Naraları farklıydı bu sarhoşların. “Asalım, keselim, yıkalım, yakalım” lar, “ Allahu ekber Allahu ekber, la ilahe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahil hamd” sesleri arasında cılızdı önceleri. Gittikçe çoğaldı “ asma - kesme, yıkma-yakma” naraları…

***

Bu sabah, kar serpiştirmesi vardı İstanbul’da… Ve gözlerinde yaşlar ile çığlık atan çocuklar.

“ Baba kesme ne oluuurrr” diye haykırıyordu minicik bir yürek. Üzerinde annesinin bayram için diktiği kırmızı puantiyeli beyaz elbise, gece yatarken büyük olasılıkla yastığının altına koyarak uyuduğu kırmızı ayakkabılar, yanlardan kırmızı lastikle tutturulmuş iki pelik saçları ve gözlerinde yaşları ile haykırıyordu “ Baba kesme ne oluuurrr”

Babası, pantolonunun arka cebinden çıkardığı beyaz mendili, az sonra boğazına dayanacak bıçaktan habersiz koç’un gözlerine bağladı. Ardından, Besmeleyi yanlış çekerek yatırdı koçu. Ve bir makam ile başladı “ Allahu ekber Allahu ekber, la ilahe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahil hamd”

***

Kan fışkırırken koçun boğazından, minik kızın boğazına düğümlendi haykırışı. Elini boğazına götürdü bilinçsizce.Gözlerindeki yaşlar dondu kaldı, yüreğinin aklığı donan gözyaşlarının yerini aldı kocaman açılan gözlerinde. Onu sıkıca tutan Babaannesi’nin dudaklarından dökülen de babasının az önce söylediği şeyle aynıydı. “ Allahu ekber Allahu ekber, la ilahe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahil hamd”

***

Babaanesi’de, babası da aynı şeyi söylüyordu. “Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Allah'tan başka ilâh yoktur. O Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Hamd Allah'a mahsustur” diyorlardı. Sivas’ta 33 can’ı katletmek için gelip 37 can alan zebanilerde bunu söylüyorlardı.

***

Ve Sevgili Serap İnce şöyle diyordu yazısının sonunda..

“ bugün arife… Yarın Kurban Bayramı…öylesine sessiz ve öylesine alışmışız ki kurbanlar vermeye!..Güzel Türkiyem de son bulsun diye insanın insana ettiği zulüm, Şair oldu…” diyerek noktalıyordu Metin Altıok’u andığı yazısını…


Ve 2007 Kurban Bayramı ilk akşamında kafama bir soru işareti daha koyuyordu! Tekbir getirerek Madımak oteline yürüyenlerde aynı şeyi söylüyordu, minik kızın babası ve babaannesi de…

“ Allahu ekber Allahu ekber, la ilahe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahil hamd”

 
Toplam blog
: 126
: 1276
Kayıt tarihi
: 10.09.06
 
 

48 yıldır yaşıyorum.Gazeteciyim, müzisyenim, babayım... Önce insan ve iyi bir yurttaş olabilme çab..