- Kategori
- Güncel
TEKEL işçileri kefen giydi

Tekel işçilerimizin günlerdir süren direnişi devam ediyor. Ankara’nın "dondurucu" soğuğuna rağmen yurdun dört bir tarafından çoluğunu, çocuğunu bırakıp, seslerini duyurma çabasındaki bu insanların haklı mücadelelerini “sağır sultanlar” duydu, ancak bir türlü AKP iktidarı bu feryadı duymamazlıkdan gelmektedir.
AKP iktidarı özelleştirme kapsamında 43 tekel tütün işletmesini kapatma kararı almış, bu işletmelerde çalışan yaklaşık 12.000 tekel işçisini de 4/C kapsamında yapılacak uygulamayla onar aylık sürelerle asgari ücretten çalıştırmayı uygun görmüştür.
İşte tekel işçilerinin “direnişi de” bu noktada başlamaktadır. Özelleştirme nedeniyle başka kurumlara nakillerine dahi katlanmayı göze almışlar, ancak mevcut hak kayıplarının giderilmesini istemektedirler.
Yani tekel işçileri hükümete diyor ki: “Bizi başka kurumlara gönderiyorsunuz, işyerlerimizi kapatıyorsunuz, hepsine eyvallah; Ancak hiç olmazsa kazanılmış haklarımızdan geriye gidişi, mağduriyetimizi önleyin” demektedirler.
Günlerdir AKP Genel Merkezi, Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı ve Türk-İş Genel Merkezi önündeki direnişin sebebi de budur. İşçilerimizin istedikleri tek şey mevcut haklarının korunması.
İşçilerimizin günlerdir devam eden bu direnişi kırmak için emniyet güçlerinin insafsızca “orantısız güç kullanımını” gördük.
Başta “biber gazı” ve “coplanmak” olmak üzere işçilerimizin üzerine insafsızca yüründü.
Yirmiye yakın muhalefet milletvekilinin destek verdiği bu direnişi kırmak için milletvekillerinin de olduğu bir ortamda “biber gazıyla” karşılık verildi.
Ankara’da herkesin gözü önünde insanlık dramı yaşanıyor. Ülkenin Başbakanı ise hala sessizliğini korumaya devam ediyor.
Habur’da ki PKK’lılara gösterilen “müsamaha” ekmeklerinin peşine düşmüş işçilerimize çok görülüyor.
Türk –İş Başkanı Mustafa Kumlu dün Ankara’ya dönen Başbakana ulaşmayı başararak, tekel işçilerinin haklı taleplerini iletti.
Başbakan Kumlu’ya “sorunun çözülmüş olduğunu düşündüğünü” belirtmiştir. Çözüm ise 4/C formülüdür.
İşçilerimizin kabule yanaşmadıkları ve direnişlerinin temelini ifade eden 4/C formülü ise; Devlet memurları kanunun 4. Maddesine AKP İktidarınca eklenen (C ) fıkrasıdır.
Bu fıkrada özelleştirme sonucu işsiz kalanların en fazla on ay süreyle ve asgari ücretle (650TL.) kamunun başka kurumlarında çalıştırılmasını ön görüyor.
Her on ayın sonunda ise yeniden değerlendirilip, uygun görüldüğü takdirde yeni bir on aylık sözleşme yapılması.
İşte “kıyamette” buradan çıkıyor. Tekel işçilerimiz şu anda kazanılmış hakları olarak ayda 1600-1800 TL. Civarında aldıkları maaşlarından geri adım atmak istemiyorlar. Kazanılmış haklarının kaybedilmemesi için günlerdir Ankara’da kâh coplanarak, kâh “kefen giyerek” direniyorlar. Gerekirse bu mücadele de “ölümü” dahi göze almışlar.
İşçilerimizin talepleri de gayet basit. Daha önce özelleştirilen Turban, Köy Hizmetleri, Seka, Orman Ürünleri gibi kurumlarda çalışanlara verilen hakların kendilerine de verilmesini talep ediyorlar.
Bu, işyerlerinde çalışanlara özlük haklarıyla birlikte başka kamu kurumlarına geçme imkânı vermiş, emekli oluncaya kadar da bu kurumlarda çalışmalarına olanak sağlanmıştır.
Ankara’da günlerdir direnen tekel işçileri de hükümetten farklı bir şey istemiyor, başka kurumlara gitmeyiz demiyorlar, Tıpkı Turban’da SEKA’da ve diğer özelleştirmelerde yapılanların, sağlanan imkânların kendilerine de çok görülmemesini istiyorlar.
Devleti yönetenlerin inadı bırakarak tekel işçilerimizin bu haklı taleplerine kulak vermeli, bu insanların “kazanılmış haklarına” saygı göstermelidir.
Hükümetin bu sese kulak vermediği takdirde “ölümü dahi göze almış” bu insanların vebalini hiçbir zaman ödeyemeyecektir.
Osman Özeker 22.12.2009.