Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '08

 
Kategori
Aile
 

Tekirdağ'da İndi Bindi Köyü

Tekirdağ'da İndi Bindi Köyü
 

Şarköy ama indi bindi köyünün fotoğrafını bulamadım


Tekirdağ'ın şirin ilçelerinden birindeyiz. Ailece gezintiye çıktık. Teyzem, kuzenim, annem ve ben varız. İlçeden minibüslerle çevrede ki beldelere gidiliyor. Biz de Mürefte' ye gitmek için bindik minibüse. Minibüs yarı dolu, şoför dışarda yolcu bekliyor. Biz oturduk boş bulduğumuz yerlere sukunetle minibüsün kalkmasını bekliyoruz.

O sıra annemin gözü minibüsün camında asılı fiyat tarifesine takılıyor. 20 küsur yıllık işçi, daha sonra ki yılları da işçi emeklisi eşi olarak geçiren annemin refleksleri çok güçlüdür fiyatlar konusunda. İster istemez herşeyin önce fiyatına bakar, Evde bakkalda, alışverişte ve yolda tam bir ekonomist olan annem. Bindiğimiz minibüste de gayri ihtiyari, fiyat tarifesine takıldı.

- "Aaaa! bakın, bakın burda bir de indi bindi köyü varmış."

Biz, bir an bu duruma anlam veremedik. Nasıl yani? Bakışıyla bakışıyoruz birbirimizle.

Annem, bir yerleri ilk keşfetmiş bir kaşif sevinciyle sesleniyor.

- "Bakın işte tarifeye en başta indi bindi yazıyor."

Biz hala şaşkın bir anneme, bir minibüsün camındaki tarifeye bakıyoruz. Ben dayanamıyorum artık.

- "Anneee! Tabi öyle yazacak o indi bindi fiyatı"

- "İyi ya işte bende onu diyorum. Buraya en yakın yer, o demek ki bak fiyatı da düşük."

Minibüste hafiften bıyık altı gülüşmeler, tıslaşmalar olmaya başlıyor. Hay Allah zor tutuyorum kendimi, ama işe yaramıyor dudaklarımı sıkmaya çalıştıkça daha çok gülesim geliyor. Kendimi kasa kasa anlatmaya çalışıyorum.

- "Anne !... Orası bir yer değil." Diyebiliyorum ancak.

Annem kendinden öyle emin ve meydan okurcasına bakıyor ki tutamıyorum. Ne kadar bastırdığım kahkaha varsa kuzenim ve teyzemle birlikte bırakıyorum kendi haline. Şimdi anneme bunu kim kanıtlayacak.?.

Annem de gülüşmelerden etkilenmiyor değil, bize baktıkça. Bir tuhaflık olduğunu farketti ama henüz ne olduğunu anlayabilmiş değil. O da hafiften gülümsemeye başladı mahçup mahçup.

- "Ne gülüşüyorsunuz?... Yanlış bir şey mi söyledim?.... Yaa! bir pot mu kırdım?... Ama orda öyle yazıyor."

Annem bunları sordukça bizi toparlamaya imkan yok artık. Gülmekten cevap bile veremiyoruz.

- "Allah Allaaah" diyor annem. "Ne tuhaflık var anlamadım. İşte!... İndi bindi... Eriklice, ... Kalamış, ... Mürefte, Hoşköy sırayla yazmışlar."

Annem kesin anladı da bir yerde bir yanlış var ama hala nerde olduğunu çıkartamıyor.

Hadi daha önce hiç minibüse binmiş olmasa, her yere özel arabalarla giden insanlar olsaydık neyse de. İstanbul' da ömrümüz minbüslerde geçmiş. Ve o tarifelerle hep burun buruna olmuşuz her gün. Bütün bu tarifelerin başında da bir indi bindi fiyatı vardır zaten. Annemin bunu bilmemesine imkan yok. Ya da ben öyle sanıyormuşum, annemin bu gerçekten o güne kadar haberi yokmuş meğer.

Biz daha sonra bunu anneme açıkladık, o da çok güldü. Biz ailecek düştüğümüz bu gibi ufak tefek hatalara çok güleriz aramızda. Belki de ondandır ben yolda düşsem bile gülesim gelir. Şimdi burda düştüm karizmayı da çizdirdik dürtüsünde olmam da. Kendi düşüşüme gülmemi tutamayışımdan utanırım kimi zaman.

 
Toplam blog
: 70
: 731
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1973 İstanbul doğumluyum. Lise mezunuyum. Evliyim. Bir reklam ajansında çalışmaktayım. Laf o..