- Kategori
- Gündelik Yaşam
Terörle mücadele

Osman Pamukoğlu... "Süngünün dolaşmadığı dağlar senin değildir" diyerek, görev yaptığı dönem içerisinde az uyuyan, çok gezen, çok operasyon düzenleyen, askerle yatıp askerle kalkan bir TSK paşası...
O henüz emekli olmamış. Belli. Olursa ancak bir gün hayatı noktalandığında olacak. O da kader müdahale ettiği için. Her zaman asker. Resmi görevi sona ermiş ama, o kendine yeni görevler edinmiş... Anlatıyor, paylaşıyor, aşılıyor.
İzleyen bir öğretmen varsa, olur da belki bunları idrak eder, insan yetiştirmenin önemini bilerek yeni nesilleri eğitir diye.
İzleyen bir siyasetçi varsa, olur da belki bunları idrak eder, neye hizmet ettiğinin önemini bilerek vatanına hizmet eder diye.
İzleyen anne babalar varsa, olur da belki bir çocuk dünyaya getirmenin ve onunla ilgilenmenin ne kadar önemli olduğunun bilincinde hareket eder diye.
İzleyen bir işadamı varsa, olur da belki ürettiklerinin ve sattıklarının nerelere gittiğinin bilincinde olarak iş yapar diye.
İzleyen bir aydın varsa, olur da bunlardan millet menfaatine neticeler çıkarır ve yeni ufuklar açar diye.
İzleyen bir bilim adamı varsa, olur da bilimin istikbalde milleti için ne kadar önemli olduğunu görür ve Türk Teknolojisini geliştirmek için çabalar diye.
Teröre yardım ve yataklık edenlerden izleyen varsa, olur da belki akıllanır, kandırıldığını ve hiç şansı olmadığını anlar diye.
İzleyen, kendini sıradan ve faydasız görenler varsa, olur da belki askerin hiç ayrım yapmadan, milletinin her ferdi için gözünü kırpmayarak hayatını seve seve, koşa koşa feda ettiğini anlar da kendi değerinin farkına varıp vatan için millet için yaşamına çeki düzen verir diye.
İzleyen bir medya mensubu varsa, olur da haber yaparken reytinglerini düşündüğü kadar milletinin istikbalini ve faydasını düşünerek haberlerini objektif yapmaya çalışır, yansız, tarafsız diye.
İzleyen bir Türk düşmanı varsa, olur da bunlardan ders alır, düşman bilinmektense Türk'ün dostluğunu kazanmasının kendi faydasına olduğunu fark eder diye.
... Osman Paşa! İzledikten sonra artık daha iyi biliyoruz ki sen, bunları yapamamış da olsaydın, anlatamamış da olsaydın, yani bunlar elinden gelmiyor olsaydı... Sen yoldaki bir taşı kenara koyar milletinin ayağına batmasın diye yine bir mücadele verirdin... Onu da yapamasan anlatırdın, öğretirdin.
Mücadelenin yeri, şekli, boyutu, imkan ve imkansızlıkları, senin yeterliliğin, gücün-kuvvetin, bunların hepsi bir kenara. Ne yapabiliyorsan onu yapardın. Neye yetebiliyorsan. Neyi tutabiliyorsan.
Çünkü, vatanını, milletini en çok seven görevini en iyi yapandır. Neyi kendine görev edindiyse.
Görevini eksiklik, kasten yanlışlık, hile ve kötüye kullananarak yapan da kimse, bir de bunu yaparken kendini kim haklı görüyorsa, "zaten ne kazanıyorum ki ne vergi vereceğim" diye kim düşünüyorsa dilerim Allah onu da doğru yola getirsin.
Buyrun işimize dönelim. Günlük hayatımız bugün yeniden başladı işte.