Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

THY Uçuş kabinindeki kadın farkı

THY Uçuş kabinindeki kadın farkı
 

Geçen hafta perşembe günü uçakla İstanbul’dan İzmir’e dönerken başımdan geçen hadiseyi anlattığım yazım çok okundu. Tabi bunda en büyük etken, Milliyet Web Sitesi yönetiminin, yazımı ana sayfaya alarak kendi normalimin çok üzerinde bir okura ulaşmasına imkan tanıması oldu.


Ülkenin en çok okunan haber sitelerinin başında gelen “Milliyet”in ardından, aynı isimle uydudan da televizyon yayını yapan “Airport Haber” sitesi de yazımı okurlarıyla buluşturunca, hatırı sayılır bir okunma sayısına ulaştı yazım.


Okumayanlar için aşağıda linkini verdiğim sözkonusu yazımda, geçen hafta perşembe akşamı, saat 20.00’de tarifeli olan Türk Hava Yolları’nın İstanbul-İzmir uçağının, bana enteresan gelen rötar hikayesini kaleme almıştım. Derdim, rötardan da ziyade konuyla ilgili ufacık bir özrün dilenmemesi, bırakın özrü minicik bir açıklama dahi yapılma zahmetine katlanılmaması noktasındaydı.


Aradan bir hafta geçti ve bugün ben yine uçuyordum. Bu sefer, saat 19.00’da İstanbul’dan İzmir’e kalkacak olan THY uçağındaydım. Atatürk Hava Limanı’nda, Cuma akşamının o hareketli saatlerinde, pek çok havayolu şirketinde, alışık olduğumuz üzere rötarlar sözkonusuydu yine. Salon anonslarının biri durup biri başlamaktaydı.


Nihayet bizim uçuşun da yirmi dakikalık rötarla yapılacağı anons edildi. Uçağa alındık. Ve yirmi dakikalık, ilan edilen rötar çerçevesinde uçak havalanmak üzereydi. Kitap okumaktaydım. Ancak öyle bir anons yapıldı uçak kaptanı tarafından ki es geçebilmem mümkün değildi.


Uçak kaptanlarından biri, kısa süre sonra havalanacağımızı ve kabin ışıklarını kapatacaklarını ancak okumakta olan yolcuların, tam üzerlerindeki okuma ışıklarını yakabileceklerini anons etmekteydi. Gülümsedim. Geçen hafta yine bir THY uçağındaki yaşadıklarım aklıma geldi. Ve bu, son derece nazik anons...


Havadayken, uçuşla ilgili bilgiler vermek adına diğer kaptan anonsa başladı ki bu uçuştaki şaşkınlığım daha devam edecek gibiydi. Kaptanınız konuşuyor diye söze başlayan ses, son derece nazik ve kibar bir bayan sesiydi. Evet hayatımda ilk kez bir bayan pilotun idaresindeki bir uçakla uçmaktaydım.


Acaba biraz önceki nezaket gösterisinin altında bu bayan pilotun imzası mı vardı diye düşünmeden edemedim. Bence öyleydi. Anonsu diğer bay pilot arkadaşı yapmıştı ama bence bu müthiş bir sinerjinin göstergesiydi.


Genelde uçaklarda alışık olduğumuz, hostes ve hostların şefi konumundaki, olgun yaşlardaki bayan kabin amirlerinin yerinde bu sefer bir erkek kabin amiri görev yapmaktaydı. Herşey acayip güzel ve farklıydı bu sefer İstanbul-İzmir uçağında.


Ben kendi adıma rötarı falan unuttum. İkram yapan hosteslerden birine, bayan pilotumuzun ismini sordum. Anonslardan, Gökçen ismini yakalamıştım ama soyadını öğrenmek istedim. Kabin görevlisi bana hemen soyadını söyleyemedi bayan pilotumuzun. Listeye bakıp daha sonra söyleyeceğini ifade etti. Sonra da unuttu.


Sanıyorum, bu akşam bizleri İstanbul’dan Güzel İzmir’imize kavuşturan bayan pilotumuzun adı Gökçen Erarslan. Lütfen yanlışım varsa beni affetsinler. Ancak 2007 yılında, yine Milliyet’te yayınlanmış, ülkenin ilk bayan sivil havacılık pilotları konulu bir haberden ulaşabildiğim soyadı, sanıyorum kendisinin.


Bu vesile ile merhum Sabiha Gökçen’in ismini taşıyan, hem Gökçen Hanım’ı, hem diğer kaptanımızı, uçuş ve kabin ekibini ve tabi ki de Türk Hava Yolları’nı tebrik ediyorum. Ve ayrıca, bu hizmet anlayışını, daha da mükemmele taşıyarak tüm kurum bünyesine yayma yönündeki çalışmalarında başarılar diliyorum.



@ "THY, Bir Uçak Dolusu Yolcuyu Kim İçin Bekletti?": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=159231

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..