- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Top

19 yaş altı Dünya Plaj Voleybolu Şampiyonası 19-23 Ağustos / Alanya
Çocukluğumda şöyle emsallerim gibi sokak aralarında doya doya top oynayamadım. Oynatmıyorlardı…
Neden derseniz, benim stilim “top geçer, adam geçmez” türündendi. Top nereye giderse gitsin, ben adamın peşindeydim. Sert oynardım. Hal böyle olunca kimse beni takıma almazdı.
Mahallemizde bizden yaşça büyük bir Fuat Abimiz vardı, bir gün bir mahalle maçında adam bulamayınca bana kaleciliği önerdi. Heyecanla geçtim. Dakika br gol bir, dakika iki gol iki…Fuat Abi nasıl oyuncu olduğumu bildiğinden hışımla yanıma geldi. “Ulan, topu tutacan adam değil. Senden topçu mopçu olmaz, s..tir git” diye beni bir kovalamıştı, o gün bu gün benim için top; ayağıma gelirse bir tepik olarak kaldı.
Neden bilmem, ( o yıllarda çok sık adını radyodan duyduğumdan olabilir) Fenerbahçe takımını tutarım. İlerleyen yıllarda maçlarına da gittim.
Top’u hiç unutmadım.
Çocukluktan kalan o doyumsuzluktan, yanlış kurgulanmamdan mıdır nedir futbol denince benim aklıma toptan başkası gelmez oldu.
TV de maç seyrediyorum mesela di mi, ben gözümü toptan ayırmıyorum. Kim vurdu, nasıl vurdu, takımların forması ne renk, kim oynar, kim çıkar hiç bilmem. Benim gözüm topta kaldı.
Yakın zamana kadar Alanyaspor maçlarına da giderdim. Son gittiğim maçta – yanılmıyorsam Sidespor’la idi maç- yanımdakilerden öğrendiğim kadarıyla takımın kaptanı, menajeri, antrenörü hatta kulüpte başkanı olan –soyadının Şen olduğunu hatırladığım- oyuncu, bir faul sonrası takımı orta sahaya çekmiş, “Oynamıyoz ulan “ diye bağırıp duruyordu. Futbolcular, yedekler, antrenörler, malzemeciler, hakemler, polisler, yöneticiler, seyirciler … sahada herkes ve her şey vardı ama “ top” yoktu… “Oynayacağınız topa da, size de” deyip bir daha o stada hiç gitmedim.
Geçtiğimiz 19-23 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen 19 yaş altı Dünya Plaj Voleybolu Şampiyonası’nın finallerini seyretmek üzere Milli Egemenlik Stadının karşısındaki plaja gittim. Yapılan anonslardan o gün Alanyaspor’unda sezon açılışını yapacağını duyunca, “buraya kadar gelmişken bir de futbol seyredelim “ dedim.
Açılış konuşmaları, futbolcu takdimleri vs. ardından toplu fotoğraf çekimine geldi sıra. Futbolcular, yöneticiler iki sıra oldu. Gazeteciler habire sağdan soldan fotoğraf çekiyor. Fakat ortada beni rahatsız eden tuhaf bir durum var, top yok, tooooop..!
“Topsuz futbolu, futbolcuyu ne yapayım ben..?”