Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Trend

Trend
 

Çorlu’da, sabahları afyonum patlayana kadar oturduğum, günün ilk çayını, sigarasını içtiğim, köşe yazılarını okuduğum, hafta sonu şayet yapacak daha iyi bir şey yoksa koltuğumun altında kitapla yer işgal ettiğim bir kahvehane var...

Tostu güzel, çayı tavşankanı... Ucuz sonra... Yarım ekmeğe karışık tost yanında içebildiğin kadar çay 5 TL...

İsmini mahsus yazmıyorum, yazmamda! Eskiden takıldığım mekânların hiç birine gidemez oldum... Önceleri güzel oluyordu, mekân sahibi gazetede kendi ile ilgili yazıyı görünce hesap almadığı gibi ilgide alakada yüksek ihtimam gösteriyordu...

Şimdi oralarda oturmaya yer bulamıyorum canım!

Mesajı aldınız değil mi? Benim yazdığım, elinden tuttuğum yer iş yapar!

Bu sabah da her sabah gibi... ( Şairane bir başlangıç)

Koltuğumun altında gazetelerimle Dayı’nın yerine gittim, karışık tostumu, duble çayımı söyledim...

Ulan o ne!

Gençten bir arkadaş rolümü çalmış... Sürekli oturduğum kral ağacının altına çöktüğü gibi, karışık tostunu duble çayla götürmüyor mu?

Üstelik önünde de kerpiç gibi bir kitap açık...

Sabahın körü heee...

Yakasına yapışıp “bu kahvehanenin enteli benim, defol git, bir daha seni buralarda görmeyeyim! Yediğinin içtiğinin parasını da ödeme, bendensin” diyecektim!

İskender ağabeyin tembihi aklıma geldi...

En büyük kabadayılık efendiliktir ( Günün mesajı)

&&&

Oturdum evladı izliyorum, adam ne okuyorsa içine düşecek... Tripleri bir görseniz... Bacak bacak üstüne atmalar, parmağı ıslatıp sayfaları çevirmeler, gömlek cebinden kâğıt çıkartıp not almalar, arada boşluğa bakmalar...

Bir taraftan meraktan deliriyorum, acaba ne okuyor?

Yeri gelmişken, bugünlerde herkes rengini açıklıyor ya bende rengimi belli edeyim!

Sevmeyeni de çok biliyorum ama ben güne Ertuğrul Özkök okuyarak başlıyorum...

Acayip samimi geliyor adam bana... Önceleri Can Dündar okurdum, nasıl ki bir hatunla öpüşürken görüntülendi... O dakika gözümden düştü... Sen git sadakat üzerine o kadar edebiyat yap ardından gazoz açarken fotoğraflan!

Ayşe Arman, Kanat Atkaya... Ahmet Hakan...

Gazeteyi değiştiriyorum, Hıncal Uluç... O gazeteden sadece Hıncal’ı okuyorum...

Çocukluğumun elinde sopa ile gezen kır bekçilerini anımsatıyor bana...

Bugün Ayşe Arman’a giydirmiş... Yaptığı röportajları önceden muhatabına göndermesini eleştirmiş...

Haklı adam... Bunun adı, dediği gibi; sansür...

&&&

Keyif çayımı söylediğim anda delikanlı kalkıyor ve kitabın ismini görüyorum...

&&&

Öğleden sonra Tekira Alışveriş Merkezi’nde Bistro Cafe’deyim...

Tekirdağ inanılmaz kalabalıktı bugün... Ellerinde “evet” yazılı bayrakları ve şapkaları ile yüzlerce insanı sokaklarda görünce sorup öğrendim...

Meğer Başbakan Erdoğan, Muratlı- Tekirdağ tren yolu hattı açılışına katılmak için Tekirdağ’a gelecekmiş...

Kahvemi söyledim...

İçeride tanıdık birileri var mı diye bakıyorum... Gözüme köşede kitap okuyan yirmili yaşlarda bir kızcağız ilişmesin mi?

Bu, bacaklarını masanın altına doğru uzatıp, kitabı iki eliyle gözlerine yaklaştırdığı için kitabın adı ve yazarı da görünüyor...

Hanefi Avcı, Haliç’te Yaşayan Simonlar...

&&&

Yukarıda yazdıklarımdan yola çıkarak bir durum değerlendirmesi yapmak istiyorum;

1- Türkiye’de kitap okuma alışkanlığı artıyor!

2- Bugünlerde trend Hanefi Avcı okumak!

3- Gençler, Hanefi Avcı okudukları toplum tarafından bilinsin istiyor!

4- Medyada kitap o kadar çok yer aldı ki, insanlar kitabı aldıktan sonra eve kadar sabır edemiyor, ilk fırsatta okumak istiyor!

5- Haliç’te Yaşayan Simonlar yok sattığı için kitabı bulan, etrafa önemli yerlerde tanıdıklarım var mesajı vermek istiyor!

6- İş günü olmasına rağmen Tekirdağ’a bu kadar insan nereden geldi?

7- Sabah gördüğüm genç, yarın yine benim yerime oturursa efendiliği bir kenara bırakacağım...

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..