Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '12

 
Kategori
Dilbilim
 

Türkçedeki anlam zenginliği

Türkçedeki anlam zenginliği
 

Tabii ki önce Türkçe... Her zaman ve her yerde... Her şeye rağmen, en güzel dil Türkçe... Çünkü burası Türkiye...


Sizi bilemiyorum ama; ben, güzel Türkçemizdeki anlam zenginliğinden, çok memnunum sevgili arkadaşlar...

Neden mi? Şundan: Çünkü bu anlam zenginliği, yazarken de, konuşurken de, işimi çok kolaylaştırıyor, hatta çocuk oyuncağına çeviriyor; derdimi anlatmamı ve dilediğimi dilediğim gibi yazmamı... Bilmem, anlatabildim mi derdimi?

Yazarken çok anlamlı kelimeler kullanabilmek:

- Yazan kadar, okuyanın da kendine göre anlamlar yükleyebilmesini sağlıyor, yazılanlara...

- Yazılanlar yazanın bile düşünemeyeceği kadar güzel yerlere gidebiliyor, okuyanlar sayesinde...

- Mizah yapabilmek, kinaye, istihza, gönderme yazabilmek, çok daha kolaylaşıyor böylece...

- Yazanın ifade gücünde ve okuyana göre de, düşünsel ve yazınsal açıdan da, çok geniş bir manevra alanı sağlıyor; çok anlamlı kelimeler...

- Dilimizi, mesela İngilizce gibi, mekanik bir dil olma tehlikesinden kurtarmış, bize özel, insanımıza has bir duygusallıkta katmıştır; çok anlamlı kelimeler, güzel Türkçemize bence.

Öte yandan:

- Çok güçlü bir gramer yapısına sahip olmayışı, dilimizin...

- Sözlü edebiyattan yazılı edebiyata çok geç geçebilmemiş olmamız...

- Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde, özellikle saray ve yöneten sınıfInda, ana dilimiz, güzelim Türkçemiz yerine; arap alfabesiyle, kimilerinin deyimiyle, eski Türkçeyle yazıp çizmenin baskın tercih oluşu...

- Arap alfabesi ve eski Türkçe okuma yazmayı öğrenip, uygulayabilmekte karşılaşılan zorluklar...

- Yukarıda yazdığım nedenlerle, okur - yazar ve aktif okur - yazar insan sayımızdaki olağanüstü düşüklük...

Oturmuş bir yazı dili oluşturabilmemizi, dilimizdeki mevcut kelime sayısını yeter düzeyde arttırabilmemizi, zenginleştirebilmemizi, yüzyıllarca engelledi; hiç kuşkusuz...

Ancak, ne acı bir tesadüftür ki, Türkçemizdeki bu eşsiz anlam zenginliğini, hemen yukarıda saymış olduğum, olumsuzluklara borçluyuz. Ne yaman bir çelişki, değil mi?

Türkçemizin kelime sayısı bakımından çok fakir, ancak anlam zenginliği bakımından Dünya'nın en güçlü dili oluşu; güzelim dilimizin, yabancılar tarafından tam anlamıyla öğrenilip, konuşulabilmesinin önündeki en büyük engellerden de biridir bence.

Bir de, başkaca sebepleri de olmakla birlikte, bu, anlamı çok zengin ama kelime sayısı çok sınırlı dil yapısı, güzel Türkçemizin, evrensel bir Dünya dili olmasını da engelleyen, nedenlerden biridir bence.

Tabii ki, Dünyaya, teknolojilerini, yaşam biçimlerini, ekonomik düzenlerini ihraç edenler, daha açık bir dille söylemek gerekirse, kendi ekonomik anlayışlarını Dünyaya dayatanlar, dillerini de bu zorlama yoluyla evrenselleştiriyolar ama...

Türkçenin evrensel bir Dünya dili olabilmesi için, bizim de yapmamız gereken birçok şey var heralde...

Öte yandan, dilimizdeki bu çok anlamlılıktan, eşsiz anlam zenginliğinden aldığım keyifin büyüklüğünü bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Dünyanın bilinen en eski, en şerefli milletlerinden biri olan biz Türklere, bundan sonra düşen en büyük görevse,

Türkçemizi evrensel diller, Dünya dilleri arasına sokabilmek için, var gücümüzle çalışmaktır bence.

" Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur "

                                                                         Mustafa Kemal Atatürk

Not: Yazıda kullanılan görsel www.yyazar.com adresinden alınmıştır.

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..