Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '12

 
Kategori
Dilbilim
 

Bay-bayan mı, kadın-erkek mi tartışması..

Bay-bayan mı, kadın-erkek mi tartışması..
 

Türkçe diye getirilenler gerçekten Türkçe mi?


Birkaç yıl öncesine dayanan kadın örgütlerinin de müdahil olduğu “cinslere nasıl değinileceği” tartışmasında kamuda ilk uygulamaya başlanmış bulunuyor. TBMM yönetimi, Meclis’teki tüm tuvaletlerin kapısındaki “bay” ve “bayan” ibarelerini “kadın” ve “erkek” olarak değiştirdi.Yyasalardaki “bayan ve hanım” sözcüklerinin de ayıklanmasına karar verildi. TBMM’ye gönderilen her türlü tasarı ve teklifteki bayan sözcükleri de kadın olarak değiştirilmeye başlandı.

Onca önemli konu varken bu konunun neden gündemde yer aldığını kavramış değilim. Fakat gerçekten de cinsel vurgusu olan saygılı hitap söylemi olan “Bay-Bayan” nitelemeleri isabetli değildi. Karşı çıkanlar belki bayan vurgusunun baya göre sadece “an” takısı alıyor olmasına takılmış olabilirler. Bay kelimesinden daha sonra zikredilmektense, "kadın-erkek" diyerek "birinci cins" olarak görünmek avantajlı olabilir. Ağzımız çok alışmış olsa da İngilizce “Mister-Misis” in karşılığıdır bay-bayan, fakat bizde adın başına getirmek yerine sonrasında “bey-hanım, beyefendi-hanımefendi” diye hitap yerleşiktir.

Basketbol Federasyonu zaten 2010’da aldığı bir kararla Bayanlar Ligi” yerine “Kadınlar Ligi” ifadesini kullanıyor. Türk Dil Kurumu da bu görüşte. Hürriyet’in haberine göre Dilbilimciler de erkek dalına “baylar ligi” denilmemesinden hareketle erkeğin karşıtının kadın olduğunu belirtmişler.

Bu görüşe katılamadığımdan, özellikle uzmanların açıklamaları beni şaşırttı. Bu güne kadarki bilgilerim, “kadın-erkek” denildiğinde ne ifade edildiği anlaşılsa da, erkeğin karşıtının kadın olmadığı yönünde. Dilimizde erkeğin karşıtı “dişi”dir. Ama bu niteleme “şuh” bir çağrışım yaptığından, belki kaba bir vurgu olarak görüldüğünden pek kullanılmıyor. Yıpranmış kelime muamelesine uğruyor. Oysa cinsel niteleme budur. Bakın Biyolojiye, bitkilerde, hayvanlarda hep “erkek-dişi” diye kullanılır. Kedi bile yavrulasa, kimse kadın demez, erkek veya dişi der. Bu durumda “erkek” nitelenmesi genel olurken, “kadın” nitelemesi insanlara özgü kullanılmış oluyor.

Kaldı ki, “kadın” nitelemesi bizde evlilik yaşamış ya da yaşı ilerlemiş kişiler için kullanılıyor. Bekar ve yeni yetmelere “kız” deniyor ki bunun karşıtı da oğlan. Erkeğın karşıtı dilimizde “Adam”dır. İngilizce zıtlığı da  "Man-Woman” şeklinde. Erkek-dişi de “Male-Famale” diyedir. Okullarda da hiçbir zaman “kadınlar” denmez,  örneğin, “kızlar bu tarafa, erkekler bu tarafa” diye konuşulur. Erkek çocuğa "oğlum" dense de “Oğlan” kelimesi de çoğu zaman yıpranmış muamelesi görüyor. "Toyluk" çağrışımı yapıyor..

Ben kadın derneklerinin “dişi” kelimesine sahip çıkıp önermelerini beklerdim. Zor tabii ama bu sözün yıpranmasının kökenine, nedenlerine, etkenlere gidilmeli. Perde arkasında ladın cinselliğinin ayıp sayılması, dişiliğin küçük görülmesi yatabilir. Ve bu yıpranmanın önüne geçilmezse ardı arkası da kesilmeyecektir. 

Bu yazıda TDK ve dilbilimcilerin görüşlerini çürüttüğüm kanısındayım. Hatta “böyle uzmanlık olur mu?” diye iddia da edeyim ki, yanıt versinler.

 

 
Toplam blog
: 61
: 25799
Kayıt tarihi
: 09.07.08
 
 

Ankara'da yaşayan Afyon doğumlu, Gazetecilik Halkla İlişkiler Radyo-TV bölümü mezunuyum.. Kamuda ..