Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

12 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye'de cinayetlerin ardındaki gerçek/Öldürecekti ama yakında polis olduğunu bilse vazgeçebilirdi

Türkiye'de cinayetlerin ardındaki gerçek/Öldürecekti ama yakında polis olduğunu bilse vazgeçebilirdi
 

—Bir ülkede insanlar nedensiz ölüyorsa o ülkenin düzenini yıkacaksınız. Aksi halde katillerin suçuna ortak olursunuz—

Ülkede bazıları zaten birileriyle kanlı bıçaklı. Adaletsiz düzene bir de insanlarımızın affedersin hayvanlığı eklenince maalesef bu üzücü tablo ortaya çıkıyor.

Israrla yazılarımızda dile getirdiğimiz belki genel güvenlik değil ama tek tek kişilerin güvenliği konusunda emniyette ciddi zafiyet olmasının nedeni karakol sistemi. Karakollar suçlular için hiçbir şekilde caydırıcı olmuyor. Bu nedenle karakolların belki sadece bir toplanma yeri olarak düzenlenip “mobil güvenlik” anlayışına geçilmesi gerekir. Bilindiği üzere bizim düzenimizde insanlar cadde cadde sokak sokak birebir korunacaklar.

İnsanların birbirlerini öldürmelerinin gerekçesi olamaz. Uzun gözlem ve araştırmalarımız sonucunda cinayet işleyenlerin bu işi yaparken kararsız oldukları, önlerine engelleyici ya da vazgeçirmeye yönelik bir unsur çıkması halinde cinayetten vazgeçebilecekleri görüldü.

Ama bunu biz gördük; emniyetin/ya da siyasi iradenin böyle bir derdi yok.

Kişiler bir anlık sinirle evlerinden çıkıyorlar. Adam öldürmek kolay iş değil. Karar vermişler ama bu işlerin kararı olmaz. Bir anlık sinir işte. Caddede sokakta, hasmının yakınlarında bir polise, bir polis arabasına rastlasa, ambulans sireni dahi duysa yakalanırım korkusuyla vazgeçecek. Ama Türkiye öyle bir ülke ki bu ülkenin en büyük kentlerinden birinin ana caddesinde katil hasmını boğazladı, bıçağın kanını da hasmının üzeride temizleyip bıçağını sallaya sallaya gitti. Yani katillerin önünde hiçbir engel yok. Eskiden katillerin üzerinde büyük bir baskı kurulur, vur emri çıkarılıdı. Adam affedersin donuna ederdi!

Geçtiğimiz günlerde Sarai Sierra cinayetinde olayın başlangıcından bitişine kadar oldukça uzun bir zaman geçiyor. Bu arada katil bir polis arabası sireni duysa cinayet olmayacak. Polis nerde peki? Taksim’de. Taksim’i sen niye bekliyorsun ki? Kim düşmanını şehrin göbeğinde, binlerce kişinin içinde öldürür? Kusura bakma polis efendi, sen surları bekleyeceksin. Kimsenin gitmediği yere katiller gider. Ölüm yalnızlığı sever.

Şimdi yakalanırım korkusu yok. Hapislerde çürürüm korkusu da yok; 20 yılda çıkıyor. Amerika idam ediyor, sende de taammüden adam öldüren kimse ömür boyu hapiste kalmalı. 20 yıl nedir ki! Valla benim düşmanım olsun hiç düşünmem! Bu yaşa gelmişim, yatıp çıktıktan sonra bile hala yaşamaya zamanım kalıyor. Bu saçma sapan kanunları kim çıkarıyor ya! İktidara geldiğimiz gün ilk işimiz ceza kanunu çöpe atmak olacak!

Bütün Türkiye merak ediyor: Sarai Sierra’nın katili Laz Ziya hapishanede kaç yıl kalacak? Eğer 20 yılda hapisten çıkarsa (ölürse zaten sinine bilmem ne yapayım) bu ülkenin vatandaşlığından ayrılacağım!

Ya adam çok kızmış ama aslında öldürmek istemiyor. Ama içindeki siniri de yenemiyor. Bu beladan kurtulmak için bahane arıyor. Köşede bir polis olsa geri dönecek. 200 küsur bin polis nerede? Bilmiyoruz ki neredeler. Katil geldi, hasmını boğazlıyor. Sokakta bir siren sesi. Polis! Katil zaten korku tünelinde. Kadıköy’de polis sesi duysa, Pendik’te kaçacak.  Siren sesinden birileri rahatsız olurmuş. Şeyime kadar rahatsız olursa! İnsanlar can derdinde, bunlar affedersin… Güvenliğin mazereti olamaz, Margarit’in yorganını bile açarım!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara