- Kategori
- Sağlıklı Yaşam
Türkiye'de her dört kişiden biri yanlış teşhis ve tedavi mağduru
Türkiye'de bilhassa devlet hastanelerine başvuran hasta ve hasta yakınlarının, daha şafak bile sökmeden başladıkları tedavi yolculukları ve saatlerce süren sıra bekleme çileleri yetmiyormuş gibi, bir de tıp alanındaki kalitesiz ve yetersiz eğitim anlayışının bir sonucu olarak yanlış teşhis ve tedavi uygulamalarına maruz kalarak, hem kendi sağlıklarını yitirmekte hem de ülkemiz bu anlamda oldukça ağır miktarlarda 'günah' denilebilecek bir masrafın altına girmektedir.
öncelikle her dört kişiden biri oranının bu denli yüksek görünmesinin altında yatan en önemli sebebin tıp hizmetini ticari bir anlayışa göre algılayan hekim zihniyetinin, döner sermaye gelirlerinin artmasını sağlamak amacı ile hastaları gereksiz yere röntgen, ultrason ve çeşitli araştırma laboratuarlarına yönlendirmeleri sonucu olduğu gerçeğini de önemle belirtmek gerekmektedir.
özet olarak türk halkı hiç te hak etmediği bir sağlık hizmeti almaya mecbur bırakılmaktadır ve ne yazık ki ülkemizin siyasi geleceği halkımıza layık olduğu şekilde, kaliteli ve saygın bir sağlık hizmeti sunmaktan çok ama çok uzak görünmektedir.
ancak bu sorunun uzun vadede çözümünü adeta halkı soymaya yemin etmiş bir siyaset zemininde aramak da yine bizim için ayrı bir yanılgı olacaktır. hele ki yabancı hekim tartışmalarının geçtiği şu günlerde siyasetçilerin tıbbı, halkı kontrol ve kendi anlayışlarına bağımlı kılmak adına nasıl ahlaksızca kullandıklarını gördükten sonra bu tesbit kendi haklılığını apaçık ispat etmiş olacaktır.
işte tam da bu nokta, halk ve birey olarak bizlerin bu onur kırıcı sağlık anlayışını kesin olarak ortadan kaldıracak çözümler üretmemizin vaktinin geldiğine işaret etmektedir.
sonuç olarak benim bu konudaki önerim, sağlıklı yaşam ve insan biyolojik yapısı hakkında kendimizi ve çocuklarımızı eğiterek adeta para tuzağı haline gelen sözde sağlık sistemimizden insanı oralara düşürmeyecek şekilde çaba sarf etmekle mümkün görünmektedir.