Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '16

 
Kategori
Deneme
 

Türkiye’de vatandaşlık raporu ve kıçını sallayan kamyon şoförü ve baptist papaz ve körolası çöpçüler

Türkiye’de vatandaşlık raporu ve kıçını sallayan kamyon şoförü ve baptist papaz ve körolası çöpçüler
 

Sabancı Üniversitesi, Türkiye’de ve Dünyada Vatandaşlık raporu  hazırladı. Buna göre,

‘bir gösteri yürüyüşüne hiç katılmayan ve herhangi bir sebeple de hiç katılmayacağını beyan eden denek oranı yüzde 70 olurken, bir siyasal mitinge veya gösteriye hiç katılmadıklarını ve hiçbir şekilde katılmayacaklarını belirtenlerin oranı da yüzde 72 oldu.’

Deneklerin hem mevcut durumdan memnun olmadığını, hem de şartların değişmesi için kıçını kıpırdatamadıklarını yansıtan bakış açısı, bizi 1960'ların ‘itaat et ve sorun çıkarma’ politikası güden Amerika’sına götürürse kıçı kıpırdatmanın ne kadar önemli olduğunu sanırım daha iyi anlayabiliriz.

1953 yılının yazında beyaz bir Amerikalı, Sam Philips’in Sun Studyosu’na annesinin doğum günü için kayıt yapmaya gider. Sam Philips siyahlara özgü tınıları, beyaz sesiyle seslendiren bu lise mezunu, kamyon şoförünü çok beğenir ve bu kamyon şoförü, nam-ı diğer Elvis Presley Rocknroll’un efsanevi ismi haline gelir.Elvis kendine hiçbir artısı olmayan, siyahların kıyafetlerini giyer ve onları parçalarını seslendirir ve siyah, beyaz herkes tarafından beğenilir. That’s All Right Mama muhteşem bir hit parça oluverir.Asi genç Elvis’i, özellikle genç kızlar üzerinde haklı bir şöhrete taşıyan şey belaltının da kendi vücuduna ait olduğunu gösteren kıçını kıpırdattığı dansıdır. Bu dans gençler tarafından büyük beğeniyle karşılanır. Siyah beyaz televizyonlarda boy göstermeye başlayınca da siyah beyaz herkesin takdirini kazandığı bir kitle hareketine dönüşür Elvis.  Hatta San Diego’da kıçını sallaması yasaklanır Elvis’in… Kıçını sallamayı bırakıp her kesime hitap etmesi istenince Elvis, çıktığı dağ zirvesinden inmeye başlar ve devrimci kişiliği böylelikle kaybolur.

O dağın zirvesine çıkan bir başka isimse Baptiz Papaz Martin Luther King’dir. 15 Ocak 1968'de Martin Luther King 39.doğum gününü kutlar. Bu onun son doğum günüdür. King, vatandaşlık haklarının kendisini öldüreceğinden her zaman emindir. 

Memphis’e çöp toplayan siyahların haklarını savunmak için gelmiştir. Çöpçüler o kadar az ücret almaktadırlar ki, devletten sosyal yardım da alabilecek durumdadırlar. Çöpçülerin kazandığı parayla değil çocuk, tavuk bile yetiştirilemez. Çöpçüler grevdedir, ne özgürlük, ne eşitlik, ne de başka bir şey yazar pankartlarında. Sadece ‘ben insanım’ yazısı vardır ellerinde, üstlerinde, sadece bunu elde etmek isterler, insan olmayı. 

Yoksul halk projesini yürüten King de buraya gelir. Buradaki eylemleri King yöneteceğini düşünürken, halkın içersindeki provakatörler esnafın işyerlerini yağmalar.Luther King’in arkadaşları grevin son bulmasını söyler ve King’in oradan uzaklaşmasının doğru olacağını belirtirler.Bu, Luther King’in işini zorlaştırır ve grev yapanları, onları destekleyenleri bir arada tutsa bile provakatörleri nasıl engelleyeceğinden emin değildir.Memphis’de bu grev başarıya ulaşmıyorsa Washington’da nasıl yürüyüş yapılabilir ki? Martin Luther King tekrar Memhis’e gider. Mason tapınağında ölmeden bir gün önce meşhur Dağın Zirvesi konuşmasını yapar: 

‘’Önümüzde zor günler var ama fark etmez. Çünkü dağın zirvesine çıktım. Herkes gibi uzun bir ömür isterim ama bu beni endişelendirmiyor. Sadece tanrının isteğini yerine getirmek istiyorum. Ve o benim zirveye çıkmama izin verdi. Oradan aşağıya baktım ve vaat edilen toprakları gördüm. Belki ben orada sizlerle birlikte olamayacağım ama bilmenizi isterim ki oraya varacağız…”

Konuşmadan bir gün sonra Hotel Lorraine’de 306 nolu odanın balkonuna çıkar.Avluda duran görmemiş olduğu insanları selamlar. Beş adım atar ve bir silah sesi duyulur Kurşun, kıravat düğümünü parçalar, kıravatı baş aşağı çevirir. 

Martin Luther King suikast sonucu öldürüldükten sonra, 300'den fazla dini lider belediye başkanının yanına gidip ‘bu kadar yeter’ der. King’in ölümünün yarattığı uyanışla tüm dünyanın gözü Memphis’e kayar. Çalışma bakanlığından bir arabulucu çöpçülerle belediye arasında anlaşma yapmak için gönderilir.16 Nisan’da greve son verilip  anlaşma sağlanır. Birçok çöpçü,’eğer Marti Luther King öldürülmeseydi bunu başaramazdık’ demiştir. 

Grev 64 gün sürmüş, Martin Luther King öldürülmüş ama Memphis şehri, çöpçülerinin her birine ‘sizler birer insansınız’ demeye başlamıştır..

Türkiye’deki vatandaşlık raporuna göre katılımcıların %70'i hiçbir yürüyüş, eylem veya aktivist harekete katılmamaktadır. Üç tarafı denizlerle çevrili, geri kalan dört bir yanı ise artık bize düşman olmuş komşu ülkelerin bulunduğu cennet bir vatanın, sessiz sedasız vatandaşlarıyız belli ki.Belki içimizden bir kamyon şoförü çıksa, şöyle bir kıçını sallasa bir türkü tutturup uyanacağız veya aşkları süpüren körolası çöpçülerin hayallerine kulak assak, dünya bizimle birlikte değişecek.

Birçok insan o dağın zirvesini gördü. Tanrının bizden istediği şeyler var, her şeyden önce ‘insan olmak’ zorundayız. Belki bazılarımız göremeyecek ama daha önce birileri o dağın zirvesine çıktı, biliyoruz ve oraya bir gün biz de varacağız çünkü bir hayalimiz var bizi biz yapan, çünkü dans etmek istiyoruz.

Çünkü insanız…

Sevda Kuşu

10.12.2015

Not: Elvis ve King bölümleri The Century belgeselinden derlenmiştir. 

 
Toplam blog
: 69
: 1030
Kayıt tarihi
: 12.12.15
 
 

Üniversite mezunuyum, İngilizce ve Fransızca biliyorum, bir firmada yönetici olarak çalışıyorum. ..