- Kategori
- Şiir
Tutku serzenişleri

Amansız cömertlikte sabahın özgül serenomisi
suya değiyor
tanrı buyruğu tutkular
çocukluğumun sarnıçlarından çıkıp geliyor
suyu kirletilmiş değirmenlerden korunarak...
İçimde bir telaş başlıyor; her şey uzağımda!
gölgemi buruşturup atıyorum
anlamsızlıkların içine
yetinmiyorum yaramla
aldırmıyorum hüznüme...
Resimsiz tualin gözünden bakıyor
sesleniyorum
kartallar mı kanatıyor kanatlarımı
anne! hangi masalları anlatmadın
bahçelere izinsiz bırakmadın
sokakları yasakladın...
hangi ışığa bakma dedin kırdın
kırmızıyı suçladın...
Neden adsız çeşmelerde suyumu yitirdim
aramakta zorlanıyorum
bağışlayamıyorum
bulamadığım kendimi...
şaman ayinlerine katılıp çaput bağlıyorum
serzenişlerime...
Aymaz haritalar çizip çağrısız akşamlara
granit selamlar yollamalıyım
işitilmedik tedirginliklerime
anlamını bekliyor
eksik sözcükleri şiirlerimin
bu yüzden kelimeleri yok konuştuğumuz dilin...
mavinin çarkı dönüyor
dilsiz dileksiz dilimin ucunda
bulup getirmeli gözlerimle
buluşma noktasına...
Gravür yüzümün yükünü toplayıp
tanığı oluyorum sorguların
ansızın devamı gelip oturuyor
süresiz sürmesiz çağrışımlarımızın...
(bir tapınakta son bulan
yanlışlarımızdan
başka ne var ki arta kalan
yaralarımızdan...)
Hangi denizde saklanıp
avcıdan öğrendim ki
zamanı
yonta yonta
toprakla konuştum
özlemlerin
rengini çiziyor sesim sessizce
güne güneşe çıkıp...
gül enkazı damlıyor yüzüme
acemi bir sure oluyorum
bileklerimde tutkular...
Keziban KARAASLAN