- Kategori
- Deneme
Üç kutu kola

İstanbul, taşı toprağı altın. Anadolu’nun gurbeti. Birçok insanın hasreti, sevgilisi veya kıymetlisi. Kimisini yer yutar, kimisini de ihya eder.
Babam anlatırdı, İstanbul üç kağıtçılarını… Bul Karo’yu al parayı, her derde deva ilaç işportacılarını. Geçenlerde sevgili dostum Hüseyin Yaman’la Kadıköy’de bir işimiz vardı. Biraz da sahilde yürüyelim dedik. Olayı ben uzaktan gördüm. Hiç vakit kaybetmeden Hüseyin Abi’ye:
Bütün sermayemiz şimdi üç kutu kola ve bir futbol topuydu tabii ki bu işin şakası. Aslında anlatmak istediğim: yaklaşık 50 yıllık zaman zarfında hiç yol kat edememiş olmamızdır. Hiç bir şeyler öğrenemedik de hala bu dolandırıcılar hayatını tabiri caizse kerizlerden kazanıyorlar.
Tabii ki bunun altında bir de gizli bir gerçek var ki, o da havadan kazanmak. Emeksiz yemek zihniyetidir. Bu kafa yapısın değiştirmeğimiz sürece bin bir emekle kazandığımızı bir çırpıda kaybederiz.
Mustafa DİLKİ