Üç şehir...Bazen bir ''kadın'' olsa...

Olur mu?

Olmaz mı?

Bir kadını düşünsen...

İstanbul o kadının neresi olurdu?

Saçları?

Elleri?

Gözleri?

Neresi acaba?

Bence İstanbul, bir kadının bakışları olurdu.

Canı isterse masum masum...

Canı isterse adamı yerinde mıhlayacak fettanlıkta.

Sadece bakışlarıyla bile bir ademi peşine takabilen kadın gibi İstanbul...

Dokunmadan...

Dokundurtmadan...

Yalnızca buğulu bir bakış İstanbul.


Ya Ankara?

Ankara neresi olurdu bir kadın düşünsen?

Saçları?

Elleri?

Gözleri?

Bakışları?

Bence Ankara, bir kadının ''kadın'' kokan sinesi olurdu.

Yeri gelir usulca dudakların gezinir; yeri gelir yorgun başın kendine yer bulur.

Mahrem...

Davetkar...

Sıcak...

Güvenli...



Peki İzmir?

İzmir neresi olur bir kadın canlansa gözünde?

Saçları?

Gözleri?

Bakışları?

Sinesi?

Elleri?

Neresi?

Bence pembe topukları olurdu bir kadının İzmir.

Hakikaten pembe ama.

Öpülesi...

Avuçlarında kaybolası...

Ama illa ki pembe.

Tutkuyla peşine düşeceğin bir çift pempe topuk.

Herzaman göz önünde olmayan.

Ne zaman canı isterse, ne zaman keyfi gelirse...

Ne kadar yaklaşmana izin verirse.

İzmir işte :)



Üç şehir.

Bir kadın...

Şehri şehir yapan orada yaşayan...

Kadını kadın yapan, onunla yaşayan...

Üç şehir bir aşk...

Üç şehir bir kadın....